28 Haziran 2018 Perşembe

Gece Cilt Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Haziran 28, 2018
 Hepimiz uyandığımızda ışıl ışıl ve sağlıklı bir cilt görünümüne sahip olmak isteriz; ama genelde bu durum gün içerisinde kaybolur ve sabahki tazeliğin yerini yorgun bir cilt alır. Bunun önüne geçmek için de doğru cilt bakımı yapmalı ve uykudan önce kullandığımız ürünlere dikkat etmeliyiz.




 Makyaj Sorunu

Gece uykusunda dinlenirken, hücrelerimiz çok daha hızlı yenilenir. Bu sırada cildin zarar görmesini istemiyorsak rimel ve eyeliner da dahil hiçbir makyaj ürünü kalıntısının cildimizde olmaması gerekir. Cilt tipimize uyumlu (kurutmayan, tamamen temizleyen) bir yüz temizleme jeli ile cildimizi makyajdan mutlaka arındırmalıyız.

Tonik

Sivilce oluşumunu engellemek ve gözenek sıkılaşması sağlamak için uykudan önce muhakkak cilt toniği kullanmalısınız. Paketli ürünler yerine yüzde yüz doğal gül suyunu da tonik olarak kullanabilirsiniz.

Nemlendirmek Önemli

Kuru ve pul pul olmuş bir cilt istemiyorsak muhakkak favori nemlendiricimizi bulmamız gerekiyor. Ben birçok deneme sonucu Nivea Essentials 24 saat nem takviyesi gündüz kremini favorilerim arasına ekledim.

Yastık Kılıfı

Yastık kılıflarınının düzenli olarak, en az haftada bir değiştirilmesi gerekir; kiri ve tozu tutan yastık kılıflarınu uuzn süre değiştirmemek, cildimize hiç iyi gelmeyecektir...

Uyku Düzeni

Aslında her şeyden önce, uyku düzeni en büyük rolü oynuyor diyebiliriz. Gündüz uykusundan kaçınır ve geceleri de erken yatarsak, cildimizin çok daha hızlı yenilendiğini ve çok daha taze göründüğünü gözlemleriz.

24 Haziran 2018 Pazar

Hipnozcu - Lars Kepler

Haziran 24, 2018
Herkese selam! :) Şimdiye kadar okumuş olduğum en sürükleyici polisiyelerden birini yorumlayacağım. Lars Kepler, İsveçli karı-koca Alexander Ahndoril ve Alexandra Coelho Ahndoril'in kullandıkları takma isimmiş. İsveç edebiyatından çıkan polisiye kitapların ayrı bir sürükleyiciliği oluyor; Camilla Laecberg-Buz Prenses kitabı da şaşırtıcı derecede sürükleyici ve mükemmeldi.



Konu

Bir spor salonunun soyunma odasında vahşice katledilmiş bir adamın cesedi bulunuyor. Adamın evinde, karısı ve çocukları da aynı şekilde vahşice öldürülmüştür. Ama 15 yaşındaki erkek çocuk ağır yaralı olarak yaşıyor. Ailedeki, üniversite öğrencisi olan genç kız ise Teyzesine ait bir kulübede yaşıyor ve polisler onun da tehlikede olduğunu var sayarak, ünlü hipnoz uzmanı psikiyatrist Erik Maria Bark'a başvururlar; oğlanı hipnoz ederek olay yerinde neler olup bittiğini öğrenmesini isterler.

Özel ve mesleki hayatındaki bazı olaylar sonucu 10 yıldır hipnoz yapmamak için kendi kendine söz vermiş olan Erik, sonunda ikna olur ve çocuğu hipnotize ederek gerçekleri öğrenir. Çocuktan öğrendikleri şeyler kan dondurucu, dehşet verici ve hiç kimsenin tahmin edemeyeceği şeylerdir...


Genel Yorumlarım

Zekice kurgulanmış, her sayfası heyecan ve adrenalin dolu bir kitaptı Hipnozcu. Aklınızı meşgul ederek sizi içine sürükleyecek, elinizden düşüremeyeceğiniz bir polisiye okuma istiyorsanız Hipnozcu'yu kesinlikle tavsiye ediyorum. 608 sayfa içerisinde sıkıldığım yerler neredeyse hiç yok gibiydi.

Kitabın esas gerilimli kısımları, hipnoz sonucu öğrendikleri gerçeklerden sonra başlıyor. Ortalardaki geçmişe yönelik hikayede fazla adrenalin yok; ama o bitince yine yüksek gerilimle karşılaşıyorsunuz.



19 Haziran 2018 Salı

Kelebek Adası - Sarah Jio

Haziran 19, 2018
 Hepinize selamlar! İnanılmaz sürükleyici bir Sarah Jio kitabının yorumuyla karşınızdayım. Jio'nun tüm kitaplarında olduğu gibi Kelebek Adası'nda da kendimi olayların ve karakterlerin içinde hissettim. Öyle sürükleyiciydi ki, "Yarın okumaya devam ederim." derken bir bakmıştım akşamüstü bitivermiş. 



Konu

Kitap, Charlotte isimli yaşlı bir kadının bir tekne kazasından tek kurtulan kadın olarak gazetecilerle röportaj yapmayı kabul etmesiyle başlıyor. Birlikte kurtulduğu adam olan Gray'i bulmaya çalışmaları şartıyla röportajı kabul ediyor ve Bermuda'ya doğru yola çıkıyorlar. Bundan sonraki bölümlerde de Charlotte'un geçmişindeki hikaye anlatılmaya başlıyor.

Yeni evli olan Charlotte ve Eric, balayı tatili için bir gemi seyahatine çıkarlar. Bermuda'da yapılacak olan tekne turundan hemen önce Eric, kendi biletini almayı unuttuğunu fark eder ve Charlotte'a bir sonraki tekneyle yanına gelebileceğini söyler. Fakat Charlotte'un içinde bulunduğu tekne kaza yapar. Yalnızca o ve Gray isimli bir adam sağ kalır. İkili asla mücadeleyi bırakmaz ve sonunda bir karaya rastlayıp burada yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Bu sırada Charlotte düşündükçe Eric'le ilgili de şok edici şeyler fark eder...


Genel Yorumlarım

 Sarah Jio'da pek alışkın olmadığım çok fazla gerçeküstü olay vardı kitapta. Bunlar biraz normalleştirilip gerçeğe yakın olsaydı o zaman çok daha etkileyici olurdu bence. Sırf bu yüzden 1 puan kırabilirim Kelebek Adası'ndan; ama yine şiddetle tavsiye ediyorum. :) Bulunduğunuz ruh hali ya da durum her neyse kesinlikle sizi uzaklaştıracak, içine çekecek, bitirene kadar bırakamayacağınız bir kitap....


Altını Çizdiğim Cümleler

İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçırıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin. (sf 34)

Ya bunun bizi mahvetmesine izin vereceğiz ya da bunu kabulleneceğiz. (sf 154)

Ama evlilik ya da erkekler Estella'nın ilgisini çekmiyordu. Kelebek yakalamayı, kitap okumayı ve hakkında hiçbir şey bilmediği dünyayla ilgili hayaller kurmayı tercih ederdi. (sf 198)

14 Haziran 2018 Perşembe

Ayin

Haziran 14, 2018
 Herkese Selam! Bugün sinemada izlemiş olduğum Ayin filmini yorumlayacağım; gerçi eleştiri  yağmuruna tutmak daha doğru bir tabir olur. Gideceğiniz varsa gitmemenizi tavsiye ediyorum... Bu arada konudan bahsederken yardımcı olsun diye beyazperde.com'dan bakayım dedim de orada yazan cümlelerin filmin içeriğiyle hiçbir alakası yok bence... 


Konu

Küçük kız, ağabeyi ve anne babadan oluşan 4 kişilik bir aile var. Anneanneleri ölüyor ve anneleri Annie bunu tam atlatacakken bir de küçük kız Charlie bir kazaya kurban gidiyor. Charlie çok tuhaf davranışları olan asosyal bir kız.  Bunun üzerine Annie kötü olayların üstesinden gelebilmek için yardım alıyor ve bu sırada tanıştığı Joan isimli kadınla birlikte ruh çağırma gibi spiritüel girişimlerde bulunuyor. İlk başta iyi niyetle yaptığı bu şey ailesinin başına bela oluyor ve Annie bu durumu çözmeye çalışırken işler daha da berbat bir hal alıyor.


Genel Yorumum

Olaylar çok kopuktu; neler olduğunu kavrayamadan film bitti. 2-3 adrenalin sahnesi koymuşlar korkalım diye, onlar da korkutucu değildi.

Şunu belirtmeden geçmemeliyim; filmin başlarında gereksiz sahneler gereksiz bir şekilde uzatılmıştı; hep böyle mi sürecek derken neyse ki ortalardan itibaren adrenalin birazcık daha arttı.

Ayrıca en tuhaf ve orjinal karakter olan Charlie'nin daha filmin hemen başında ölmesi kötüydü.

Sonunu da öyle bir şeyle bağlamışlardı ki tamamen "kıytırık" bir final olduğunu söyleyebilirim.

İzlediğim diğer korku filmleriyle kıyasladığımda Ayin, çizgi film gibi kalıyor. Her şeyden tırsan ve gece uyuyamayan ben, bu filmden neredeyse hiç etkilenmedim. Halbuki Korku Seansı'yla karşılaştırmaları ve iddialı olmaları beklentilerimi biraz yüksek tutmuştu. Korku Seansı gibi efsane bir film kadar müthiş korku yapımı zor gelir diye düşünüyorum.

(Bu arada Ayin filmindeki Annie'ye bazen çok gıcık oldum; o kadar çok please, please dedi ki sinirlerim bozuldu. :D)

5 Haziran 2018 Salı

Juno

Haziran 05, 2018
 Herkese selamlar. :) Bir instagram sayfasında rastlayıp, konusuna bile hiç bakmadan izlediğim Juno filminden bahsetmek istiyorum. Bana birçok şeyi sorgulattıran ve içndeki her şeyi kendim yaşamışçasına hayat tecrübesi veren filmlerden biri oldu. 



Konu

16 yaşındaki Juno, okuldan arkadaşı Bleeker ile birlkte olur ve hamile kalır. En yakın arkadaşı Leah ile bu konu üzerine düşünürler ve bebeği evlatlık vermeye karar verirler. Juno ve ailesi, gazete ilanından seçtikleri bir evli çift ile görüşür. Bebek doğduğunda onlara evlatlık vereceklerdir. Her şey mükemmel ilerlerken, evli çiftle ilgili bazı problemler ortaya çıkar ve işler biraz karışır ve kararlarda bazı değişiklikler meydana gelir. (Spoiler vermemek adına biraz saçmaladım:D )

Genel Yorumum

İnsana yeni hisler ve farkındalıklar katan bir filmdi Juno. Ben nedense ana karaktere pek ısınamadım; yaptığı hiçbir seçimin benim bakış açılarıma uygun olmadığı için sanırım...

Bu filmi özellikle bütün genç kızların izlemesini tavsiye ederim; sizi içine çeken, çabucacık da bitmiş hissi veren, aynı zamanda çoğumuza tanıdık olmayan birçok hissi yaşatan bir filmdi...










Kendini Sevmenin Yolları

Haziran 05, 2018
 Başkalarını kendinizden daha çok sevmek bazen kolay bir yol gibi görünebilir; ama ruhsal durumunuzun sağlıklı olmasını istiyorsanız, ilişkilerde üzülmek ve yıpranmak istemiyorsanız kendinizi sevmeyi öğrenmek zorundasınız. 

 Özellikle de romantik ilişkilerde insanların çok büyük bir kısmı kendi varlığını ve bireyselliğini yok sayıyor ve karşısındaki insana karşı duyduğu ilgiyi bu yüzden aşk zannediyor. 

 Eğer bazı kişiliğimizi oluşturacak değişmez değerler oluşturmak, gerektiğinde sınır çizgilerini belirleyebilmek ve kendine saygısı olan bir yaşam sürdürmeyi istiyorsak, başkalarını yüceltmek yerine, her şeyden önce kendimize değer vermek zorundayız.



Mükemmellik Kalıpları

Ne kadar değerli olduğunuza başkalarının karar vermesine asla izin vermeyin. Onların kalıplarına girmekten vazgeçin ve kendinize KENDİNİZİN beğendiği bütün özellikleri yazarak düşünün. Kendi lideriniz ve yol göstericiniz olun.

Kendinizle İlgili Olumsuz İnançlarınızın Üstesinden Gelin

İnsanların birçoğu kendilerinde de başkalarında da olumsuz olan şeyleri görmeye eğilimlidir. Bu "olumsuzluk"ları belirleyen de yine çevredeki insanların oluşturduğu kalıplar ve düşüncelerdir. Tüm eleştiri ve yaygın inanışlardan sıyrılıp, kendinizde sevdiğiniz özellikleri düşünün. Eminim olumsuz diye nitelendireceğiniz özellikle neredeyse sıfıra inecek. :)

Kendi Kendinize Kurduğunuz Cümleler

Bazı negatif olaylar sonucu kendi iç konuşmanız, genel gidişatı inanılmaz derecede etkiler. "Ben aptalım." demek yerine "Bu yaptığım şey aptalcaydı. Ama artık daha dikkatli olacağım." demelisiniz. Bir başarısızlıkla karşı karşıya kaldığınızda başarısız bir insan olduğunuzu düşünmek çok ama çok mantıksızca olur. Çaresizce oturup kalmak ve negatif düşüncelere boğulmak yerine harekete geçmeli ve "Neyi farklı yapmalıyım? Artık böyle şeyler yapmamak için nelerde gelişmeliyim?" diye sormalısınız.

"Kötü şeyler olacak" Düşüncesini Aşın

Çekim yasası kavramını duymuşsunuzdur; olaylara nasıl baktığımız, hayatımızı belirler. Kötü olanı görmek istiyorsak kötü şeyler olur; iyileri görüyorsak da hayatın iyi olduğunu düşünürüz.

Olumsuz ihtimalleri zihninizden silin ve pozitif olanları aklınızda canlandırın; kendinize inanın.

Pozitif Özelliklerinizi Liste Halinde Yazın

Ben her zaman listelerin sihirli bir gücü olduğuna inanırım. Liste yapmak iyi hissettirir ve düzen hissi getirir. Şimdi sizden, en küçük ya da büyük şeyler olması fark etmeksizin,kendinizde beğendiğiniz tüm özellikleri ve yeteneklerinizi bir liste halinde yazmanız. Ben de birkaç maddeyle burada başlıyorum listemi yapmaya. :)

♥ Dostlarıma çok değer veririm ve onların değerini GERÇEKTEN bilirim. Benim için hayattaki en önemli kavram dostluktur.

♥ Eskiden zannettiğimden çok daha zekiymişim. Bunu üniversitede keşfettim; eskiden, yeni öğrendiğim bir dille, sözlük olmaksızın sayfalarca yazı yazabileceğimi söyleseler asla inanmazdım.

♥ Saçlarımı çok seviyorum. Uzun saçlarım bana kendimi iyi hissettiriyor ve onlara bakım yapmaktan vakit harcamaktan hoşlanıyorum.

♥ Kriz anlarında mantıklı düşünebiliyorum. Asla panik yapmayan, sağlıklı düşünebilen ve sinirleri sağlam bir yapıya sahip olduğuma inanıyorum. Duygularımın etkisi altında kalmaktansa, duygularımı BEN yönetiyorum.

♥ Kendime karşı her zaman disiplinliyim.