Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2017 Pazartesi

11 Saniyede Uykuya Nasıl Dalınır?

Kasım 06, 2017
11 Saniyede Uyguya Nasıl Dalınır?

Bunu herkes yapabilir. Hatta tedavisi imkansız bir uykusuzluk çektiklerini sanan, ama aslında nasıl uyuyacaklarını bilmedikleri için bu derdi çeken sinirleri gergin kimseler bile bundan faydalanabilir. İşte nasıl uyuyacağınız:

Aşağıdaki dört kolay, birbirine bağlı kısımları tamamlamak için 11 saniye yeterlidir:

  1. Vücudunuzu Gevşetin: Vücudun gevşetilmesi için daima tavsiye edilen usüllerden en etkili bulduğunuz usülü uygulayın. Vücudunuzun ağırlaştığını düşünün..veya hafiflediğini (adeta yüzdüğünüzü) hayal edin. En sevdiğiniz uyku biçimini alarak rahat bir şekilde yatın.

  2. Yüzünüzü Gevşetin: Özellikle alnınız gevşetmeye dikkat edin. Çenenizi gevşek tutmayı da unutmayın. Böylece dişlerinizi de gıcırdatmazsınız. Üst ve alt dişleriniz birbirine dokunmamalıdır.

  3. Daha da önemlisi, gözlerinizi rahatlatın: Gözlerinizi hafifçe yumun ve huzur içinde gözlerinizin tamamıyla "boş boş" baktığını, hiçbir his ve heyecanı olmadığını düşünün.

  4. En Önemlisi, bütün hayali resimleri silin: Kafanız tamamiyle bomboş olmalı. Hiçbir hayali resim bulunmamalı.



 Siyah rengi hayal edin: Kafanıza tam bir karanlığın dolduğunu düşünün. Karanlık, kafanıza yumuşakça, hoş bir şekilde ve tamamiyle yayılsın. Böylece bir hayali resim belirmeye kalkıştığı zaman bunun etrafını siyahlık sarsın. Siyah renk bunu bulanıklaştırsın ve usulca silsin. Sadece karanlık kalsın. O zaman uyku birden bire gelir.

Önceleri pek de emin olmayan kimselerin azim ve kararla davranmaları gerekir.

Kafalarının karanlıkla, siyah renkle dolduğunu hayal etmekte güçlük çekenler, yumuşak, kadife perdeler asılmış geniş bir kadife duvarı hayallerinde canlandırabilirler. Yumuşak doku ve kadifenin kıvrımları, birkaç saniye için bütün hayali resimleri gizler ve sizin uykulu dikkatinizi çekerken siz de dalıp gidersiniz.

 Donuk Griyi Hayal Edin: Bazı kimseler siyah rengi düşünmek yerine, gri rengi düşünmeyi tercih edebiliriler. Gri rengi daha yumuşak ve dinlendirici bulabilirler. Griyi düşünmek de siyahı düşünmek kadar etkilidir. Ama grinin bütün hayali resimleri silecek kadar donuk olması şartıyla. Zaten bütün gaye budur: hiçbir hayali resim olmaması.

Bütün gaye, canlanmamaktır. Onunu için de kırmızı, sarı, turuncu gibi canlandırıcı renkler-veya herhangi bir rengin parlak tonlarını- hayal etmemelisiniz.

Yoğun bir sisi hayal edin: Bu usülde kafanızı tamamiyle saran yoğun bir sisle bütün hayali resimleri arar ve onları görünmez hale sokarsınız. Hayali resimlerin bu şekilde "sislendirilmesine"  kafanızı ince sis tabakalarıyla doldurarak başlarsınız. Sonra bunları yoğunlaştırarak yumuşak sis bulutları haline sokarsınız. Daha sonra da bütün hayali resimleri örten yoğun bir sis haline.

11 saniye içinde uykuya dalmayı bekleyin, ama saymayın!...

M. R. KOPMEYER

5 Kasım 2017 Pazar

Sağlıklı Beslenme Alışkanlığını Geliştirmek İçin

Kasım 05, 2017
Birçoğumuz farkındayız ki sağlıklı beslenmek kilomuzu olması gerektiği seviyede tutar, sağlık problemleri yaşamamızı engeller ve yaşa bağlı sorunları da hafifletir ve geciktirir. 



Sağlıklı beslenebilmek için, sürekli diyet yapmak zorunda değilsiniz ve yapmamalısınız da. Çünkü sürekli olarak besin değeri az olan gıdalar tüketmek de kötü sonuçlar doğurabilir. Eğer düzenli ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı edinmek istiyorsanız, uzun vadeli değişiklikler yapmalısınız. Kategorilenmiş diyetler sağlıksız ve geçici çözümlerdir.

Dengeli yemeye ve olabildiğince çeşitli gıdalar tüketmeye odaklanmalısınız. Yalnızca birkaç küçük değişiklikle ve kararlılıkla, beslenme alışkanlığınızı sağlıklı ve dengeli bir hale getirebilirsiniz.

  Yeme Alışkanlıklarınızı Değiştirmeye Hazır Olmalısınız

Doktorunuzla konuşun.

Sağlık durumunuza ve kan değerlerinize göre nasıl beslenmeniz gerektiğini doktorunuza danışın. Öğünlerinizi belirlerken neyi ön planda tutmanız gerektiğini, vücudunuzun hangi vitaminlere ihtiyacı olduğunu öğrenin.

Yemek Günlüğü Oluşturun

Yeme alışkanlıklarınızı değiştirmeye başlamadan önce küçük bir defter tutun.Bu deftere gelişmeleri kaydetmek, başarınızı kanıtlayacak ve daha kararlı olmanızı sağlayacaktır. En az 1 hafta boyunca neler yiyip içtiğinizi deftere kaydedin. Hiçbirini atlamamaya özen gösterin.

1 haftanın sonunda, değişiklikler yapılmasını düşündüğünüz noktaları işaretleyin. Örneğin, yeterince su içmediğinizi ya da kahvaltıyı çok fazla atladığınızı ele alabilirsiniz.

Yapılacaklar Listesi Hazırlayın

Değişiklik yapacağınız yerleri bulduktan sonra, bunları somut fikirlerle kağıda dökün ve maddeler halinde yazın.

Size Katılacak Birini Bulmaya Çalışın

Ailenize ya da bir arkadaşınıza, hayatınızda yapacağınız bu değişikliklerden bahsedin ve size katılmalarını önerin. Böylece hem kendileri için iyi  bir şeyler yapmalarına vesile olmuş olacaksınız, hem de birbirinize destek ve cesaret vermiş olacaksınız.

İnternet üzerindeki online diyet gruplarına da katılabilirsiniz.
Değişim Süresince Yapmanız Gerekenler

Her Gün Düzenli ve Belirli Gıdalar Alın

Gün boyunca yeterli kaloriyi almanız ve yorgun düşmemeniz önemlidir. Öğünleriniz yetersiz olursa veya tükettiğiniz gıdalar çok besleyici olmazsa, gün içinde kendinizi yorgun ve halsiz hissedebilirsiniz. Bunu yaşamamak için besleyici gıdalar tüketmeli ve aynı zamanda beslenme listenizde besin değeri yüksek, protein açısından zengin gıdalara yer vermelisiniz.

 Bir araştırmada farelere 1 öğün doyasıya gıda veriliyor ve günün geri kalanında oruç tutmaları sağlanıyor. Bu şekilde beslenen farelerde yağlanma ve halsizleşme oranının, düzenli beslenen farelere göre çok daha fazla olduğu saptanıyor.

Gün içerisinde yoğurt, meyve, kuruyemiş, haşlanmış yumurta, peynir gibi besleyici ve kalorisiz gıdalar tüketerek açlık hissi ve halsizliğin önüne geçmiş ve sağlığınıza yatırım yapmış olursunuz.

7 Temmuz 2017 Cuma

Cildin Yaşlanmaması İçin Yapılması Gerekenler

Temmuz 07, 2017
Doğal bir süreç olan yaşlanmayı ve dolayısıyla vücudun yıpranmasını hiçbirimiz tamamen engelleyemeyiz. Fakat bu süreci yavaşlatacak ve yaşıtlarınıza göre çok daha genç görünmenizi sağlayacak sırlar da mevcut.



Güneşe Hayır

Cildiniz ne kadar çok güneş ışığına maruz kalırsa kırışma ve yıpranma oranı da o derece artar. Uzmanların da uyardığı gibi, sağlıklı bronzlaşma diye bir şey yok! Güneşin altında uzanarak sadece daha çabuk kırışmayı garanti ediyorsunuz.

Solaryum Tehlikesi

Güneşte kalmanın zararı kadar, bronzlaşmak için girilen solaryumda da UYV ışınları cildinizin çabuk yaşlanmasına sebebiyet veriyor.

Sigara

Sigaranın zararları tartışmaya bile açık değil; nikotin kan damarlarını zayıflatarak kan dolaşımını ve kan akışını olumsuz yönde etkiliyor. Bunun sonucu olarak da cilt yaşlanmaya müsait hale geliyor, yorgun ve solgun görünüm yaratıyor. Cilt yapısını koruyan kolajen ve elastin, sigara içerisindeki maddeler ile zedeleniyor ve sonucu da hızla yaşlanmak, genç yaşta iken orta yaşlı görünmek oluyor.

Trans yağ ve Şeker

Elastin ve kolajene zarar veren şeyler arasında şekerli gıdalar ve trans yağ da bulunuyor. Kızartma, kavurma, ızgara, konserve gıdalar, yaşlanmayla birlikte gelen hastalık ve cilt bozulmalarının başlıca sebeplerindendir.

Biz kadınlar çikolatalı pastaya asla hayır diyemeyiz... Şekerli gıdalardan uzak duramayacak kadar kontrolsüz hissediyorsanız, bu gıdaları yavaş yavaş azaltmayı deneyin; canınız her tatlı çektiğinde bu ihtiyacınızı, kuruyemiş ve meyvelerle, pekmezli veya sütlü doğal tatlılarla giderin.

Nemlendirici Kullanımı

Düzenli olaran her gün cildinize nemlendirici uygulamak, nem dengesinin korunmasını sağlayacak ve cildinize yapacağınız uzun vadeli bir yatırım olacaktır.

Uyku Düzeni

Çok uyuduğumuz zamanlarda cildimizin normalde olduğundan çok daha sağlıklı ve genç göründüğünü hepimiz fark etmişizdir. Bunu korumak için düzenli uyumak ve olabildiğince gece uykusunu tercih etmek gerekiyor. Gece deliksiz uyku için yapmanız gerekenleri şurada bulabilirsiniz.

Egzersiz

Egzersiz yaparak daha sağlıklı bir vücuda sahip olur, kalp ve ciğerlerinize yatırım yapar ve vücudunuzdaki oksijen akışını iyileştirmiş olursunuz.

25 Nisan 2017 Salı

Konuşurken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Nisan 25, 2017
 

Konuşurken Dikkat Edilecek Şeyler

  • Dedikodu yapmak hem dinimizce hem de görgü kuralları gereğince ayıp sayılmaktadır. Dedikodu olarak konuşulan durum doğru olsa bile bunu ortaya koyan kişi siz olmamalısınız.


konusurken_dikkat_edilmesi-gereken-seyler (1)

  • İnsanları gözlemleyerek ve onlar hakkında düşünerek, duymayı istemedikleri şeyleri söylemekten kaçının. Kilo takıntısı olan birine ''Sen biraz kilo mu aldın?'' demek hem büyük bir nezaketsizlik olur, hem de karşı tarafı kırar ve sinirlendirir.




  • Ne çok susmak, ne de çok konuşmak iyidir. Kendinizi kaptırıp, başkalarına sözü vermeksizin durmadan konuşmayın. Aynı zamanda da sohbete hiç katılmadan sadece dinleyerek eşlik etmeyin; ara sıra da olsa konuşmalara katılın.





  • Konuşan kişinin sözünü kesmeyin. O cümlesini bitirdiğinde söze başlayın.




  • Emir verirken dahi ''lütfen'' sözcüğünü kullanmayı ihmal etmeyin. Örneğin ''Yap'', demek yerine, ''Yapar mısın lütfen'' cümlesini kullanmak daha doğru olacaktır.

  • Konuşurken çok yüksek veya çok kısık ses tonu kullanmaktan kaçının.

24 Nisan 2017 Pazartesi

Sindirim Sorunlarına Karşı Öneriler

Nisan 24, 2017
Beslenme ile ilgili önerilerin sonu gelmiyor. her an birileri yeni ve mucize yaratan beslenme şekilleri öneriyor.

Burada, kökü Uzak Doğu'ya dayanan bir sağlıklı beslenme formülü veriyorum. bu beslenme tarzının özelliği ne yediğiniz değil, hangi besini hangi ürünlerle birlikte yediğiniz.

sindirim-sorunları-icin-yapılması-gerekenler

Sindirim sorunları yaşıyorsanız, aşağıdaki önerileri uygulamaya özen gösterin:

  • Yemeklerinizi seçerken size dokunacak gıdalardan uzak durun.

  • çok sıcak, çok soğuk tüketmeyin.

  • Yiyebileceğinizden fazlasını tabağınıza almayın ve doyduğunuz halde lezzetini beğendiğiniz için tekrar tekrar alıp yemeyin.

  • Çok çiğneyin.

  • Akşam yatmadan 2-3 saat önce karnınızı doyurun ve yatağa girmeden hemen önce bir şey yemeyin.

23 Nisan 2017 Pazar

Korku Edebiyat ve Endüstrisi

Nisan 23, 2017

Korku Edebiyat ve Endüstrisi


   Günümüzde insanlardaki temel korkuların simgeleşmesinde, somutlaştırılmasında masallar, korku öyküleri ve romanları yanında korku filmleri ve video kasetleri de yer almıştır.



Buralarda insanlar korku yaratan simgeleri, anlamsız, gelişigüzel, gereksiz biçimde seçip kullanmamışlardır. Bunlar ilk ve ilkel insanların yarattığı simgelerin çağdaş insanın düşüncesine, imgelemesine, tasarımına, yaratıcılığına göre değiştirilmesi, yeniden biçim ve renk kazanmasıdır. Başka bir deyişle, çağımız insanının simge yaratma yeteneği, ilk ve ilkel insanın kullandığı simgelerden korku öykülerinin, romanlarının, filmlerinin, video kasetlerinin kahramanlarını, konularını, olaylarını çıkarmıştır.



Böylece çağımızda yaşayan insan için de korku romanı okumak, korku filmi ve kaseti izlemek yoluyla temel korkuları ve bunları çoğaltan, şiddetlendiren geçmiş, günlük, gelecek korkularını, yarattığı kaygıyı simgeleştirerek azaltma, yumuşatma olanağı ortaya çıkmıştır. Öte yandan şeytan, kötü ruh, cadı, cin, hayalet, dev, öcü gibi ilk ve ilkel insanlardan beri sürüp gelen dehşet ve korku veren simgelerin, çağdaş birçok korku romanında, filmde, kasette hiç değişmeden kullanıldığını da belirtmek gerekir. Böylece korku romanları, filmleri çağımız insanına bir yandan ilk ve ilkel insanın temel korkularından kaynaklanan  ortak simgeleri aktarmakta, öte yandan bunlara yeni biçim ve renkler  katarak çağdaş korku simgeleri yaratmaktadır.

Korku romanlarında, filmlerinde kullanılan simgeler ister ilk ve ilkel insanla ortak, ister çağdaş olsun, amacı temel korkuları azaltmak, bunların yönünü değiştirmektir.

Ayrıca, insanın korku yaratan durumun kişinin, nesnenin, olayın üstüne gitmesi, bunlarla karşılaşması, bir süre sonra bunlara karşı duyarsızlaşma yaratmakta, insanı günlük korkulardan fobilerden kurtarmaktadır.

Buraya kadar anlatılanların ışığı altında insanların korku romanlarını okumalarında, korku filmi izlemelerinde görülen çelişki bir ölçüde anlaşılmaktadır.

Ancak özellikle çocuklar ve gençler bu tür korku romanlarının ve filmlerinin kolayca etkisi altında kalabilir, yeni yeni korkular yaratabilirler.

ayrac3

Korku Kahramanları


Yirminci yüzyılın başlangıcında (1911) Fransa’da Pierre Souvestre ve Marcel Allain, ‘’Fantoma'' adını verdikleri siyah pelerinli, yüzü maskeli, eli hançerli, herkese korku ve dehşet veren bir kahraman yarattılar. Bu kahramanın serüvenleri kısa sürede bütün dünyaya yayıldı. Fantoma’nın serüvenlerini anlatan romanlar, günün olanakları içinde beş altı yüz bin dolaylarında basıldı. Yirmi dile birden çevrildi.

1964_film_fantomas_jean_marais_fantomas

Kimi ülkede bu tür romanların insanlara ve topluma kötü etkiler yapacağından çekinenler, bunların yasaklanması için girişimde bulunmaya başladılar. Ancak bu girişimler sonuç vermezken, Feuillade’in çabalarıyla kısa süre içinde Fantoma’nın dehşet ve korku dolu serüvenlerini anlatan beş film çevrildi.

Fantoma rolü oynayan Rene Navarre büyük başarıya ve üne ulaştı. Fantoma filmlerinin ulaştığı başarı ABD’de benzerlerinin çekimine vekorku kahramanlarının yaratılmasına yol açtı.

Bu akımın etkisi altında Almanya’da Paul Leni dehşet, korku, saldırganlık ögeleri içeren ‘’Mumyalar Müzesi’’ adını verdiği ilk sanat filmini çevirdi.



İlk çevrilen sesli filmler arasında yer alan Dreyer’in ‘’Vampir’’ adlı filmi dehşet ve korku veren yeni bir kahraman tipi ve değişik öğeler yaratmıştır.

Amerikan sinemasında 1928-1941 yılları arasında bunlara, ‘’Drakula’’ ve ‘’Frankestein’’ tipleri katılmıştır. Aynı yıllarda ilk ve ilkel insanların hayalet kavramı ‘’Görünmeyen Adam’’ filmleriyle sürdürülmüştür.

Özcan Köknel

Rüyalar ve Ruhun Ölmezliği

Nisan 23, 2017
Rüyalar ve Ruhun Ölmezliği

İnsanları ruh ve ruhun ölmezliği kavramına götüren rüyalar olmuştur.

Bilindiği gibi, rüya insanın iç yaşantısının bir yanı olup,  ilk ve ilkel insandan günümüze kadar sürekli olarak insanların ilgi alanı içinde yer almıştır.

İlk çağlarda ya da ilkel insanların yaşadığı çevrelerde ruh insanın içinde, bedenden ayrı bir varlık olarak değerlendirilmiş, bu tür değerlendirmelerde rüyaların büyük etkisi olmuştur. Uyku sırasında kendisini başka yerlerde, değişik yaşantılar  içinde, yabancı kişilerle birlikte gören insan, bu sırada bedeninden görünmen bir varlığın çıkıp dolaştığına inanmıştır. Ayrıca ölülerin rüyaya girmesi bu inancı pekiştirmiştir. Böylece rüyalar insanların bedenden ayrı bir ruhu olduğu görüşünün doğmasına, gelişmesine ve dinsel inançlar için ortak bilinçte yer almasına yol açmıştır.

ruyalar_ve_ruhun_olmezligi

Bugün ilk insanın uyku ve rüya üzerinde düşüncelerine benzer yorumları, ilkel insanların yaşadığı bölgelerde ya da bu tür düşünceleri benimsemiş insanlar arasında da bulmak olasıdır. Bu konuda araştırmalar yapmış olan Frazer, ilkel insanların yaşadığı Yeni Gine ve Güneybatı  Pasifik’te bulunan Matuku adalarından yaptığı incelemeler sonunda, buralarda her insanın birbirinden ayrı bir bedeni, bir ruhu, bir de rüyalarına giren bedeni olduğuna inandıklarını görmüştür. Rüya sırasında bedenden ayrılan ruh, rüyaya giren beden biçiminde rüyanın içeriğine karışır. Ruh yaşam boyu bedenle birliktedir. Uykuda, rüya sırasındaki geçici ölümde sürekli olarak bedenden ayrılıp ya başka bedenlere ya da ruhların bulunduğu dünyaya gider. Uyku sırasında bedenden ayrılan ruhun gezdiği yer yer, gördüğü nesne, kişi ve olaylar, yaptığı işler rüyada görülür.

Yeni Gine adasında rüyayla gerçek o denli birbiri içine girmiştir ki, rüyada başkasından dayak yediğini gören yerli uyandığında kendisine dayak atanı bulup döver. Benzer durum Matuku adasında yaşayan yerliler için de söz konusudur. Rüya sırasında karsının başka bir erkekle ilişkide bulunduğunu gören bir yerlinin uyanınca karısını öldürdüğü yazılmıştır. Matuku adasında, ruhun bedene dönmesine zaman tanımak amacıyla uyuyan birinin birden bire uyandırılmaması, ruhun kolayca kaçabileceği ağzı açık uyumanın zararlı olduğuna ilişkin gelenek ve görenek yaygındır.

15 Nisan 2017 Cumartesi

Ruh Sağlığını Korumak İçin Öneriler

Nisan 15, 2017
Ruh Sağlığınızı Korumak İçin Öneriler

ruh-sagligini_korumak_icin_oneriler

  • Etrafınızda size ve yaptıklarınıza inanan insanlar olmasına gayret edin.

  • Sürekli sert eleştirilerde bulunan ve her fırsatta olumsuzluğunu yansıtan insanlardan uzak durun.

  • Yoga, dans, resim kurslarına, kültür turlarına katılın; spa etkinliklerinden yararlanın.

  • Kendinize karşı dürüst olun.

  • Şükran duymanız gereken şeylerin farkına varın.

  • Her gün 10-15 dakika telefon, internet, televizyon, kapıyı kapatıp, sessizce oturmayı deneyin, nefesinize odaklanın, dua edin.

  • Bağışlayabilmeyi deneyin. Hayal kırıklığı yaratan olayları, içerlediğiniz kişileri sırtınızda yük olarak taşımayın.

  • Kendinize aşırı yüklenmeyin. ‘’Asla’’ ‘’mutlaka’’ tarzı sözcükler kullanmamaya çalışın, mutlak terimlerle düşünmeyin. ‘’Köşeli’’ olmayın.

  • Boş verebilmeyi öğrenin. ‘’Buna değer mi?’’ karar verin. Mesele ettiğiniz şey tepenizi attıracak ya da üzüntü yaratacak kadar önemli mi?

  • Evcil bir hayvan edinin. Onların bitmeyen enerjilerine, her an eğlenebilme becerilerine, kendilerini koruma yetilerine ve uzun süreli sakin kalabilme yönlerine hayran kalacaksınız.

9 Nisan 2017 Pazar

Bitki Çayının Hazırlanması

Nisan 09, 2017
Bitki Çaylarının Hazırlanması

bitki_caylari_nasil-hazirlanmalidir

Genellikle çiçek, yaprak karışımları hazırlamak için yaklaşık 25 gr kurutulmuş bitki üzerine 1 lt kaynamış su ilave edilir. Kabın ağzı kapatılır ve 10 dakika beklendikten sonra karışım süzülerek içilir.

Günde 2-3 fincan içilebilir ve kapalı bir kapta 24 saat bekletilebilir. 1 lt su ile büyük miktarlarda hazırlanmak istenmiyorsa tek kişilik ve tek içimlik olarak 1-2 çay kaşığı bitki karışımı üzerine kaynamış su dökülüp, 15 dakika beklenerek hazırlanabilir.

Bitki çayları aç karnına, öğle yemeğinden 2-3 saat sonra veya yatmadan önce kullanılabilir. Tatlandırılmak isteniyorsa bal kullanılması ve seramik kaplardan içilmesi tavsiye edilmektedir.

27 Şubat 2017 Pazartesi

Evlenmek ya da Evlenmemek

Şubat 27, 2017
Merhabalar. : ) Alberto Moravia’nın, Romalı Kadın isimli kitabını okumaya başlamıştım bugün. 38. Sayfada denk geldiğim bir paragrafı okuyunca, evlilik hakkındaki düşüncelerime tercüman olduğunu hissettim ve sizlerle paylaşmak istedim.

 Bir kadın ister çalışıyor olsun ister ev hanımı olsun, evlendiği ve çocuk sahibi olduğu zaman başına gelen birtakım şeyler vardır.  Ve bunlar hiç de iyi şeyler değillerdir. İşte bu sebepleri üstünkörü anlatan o cümleler…

rsz_evlenmek_ya_da_evlenmemek

(Adriana, 18 yaşında bir kız. Ressamlara modellik yaparak kazanıyor. Bir şoför olan sevgilisini annesi ile tanıştırmaya getiriyor ve konuşmalar bu yemek sırasında gerçekleşiyor. Kızın annesi, çok güzel olan Adriana için büyük hayallere sahip; onun çok başarılı bir kadın olmasını arzu ediyor ve basit biriyle evlenmesini istemiyor.)

-Adriana’nın ressamların önünde soyunmasını kafam almıyor bir türlü.

-Sebep?

-Ahlaki bir şey değil de ondan.

-Ahlaki bir şey değil ha? Peki ama, senin ahlaki dediğin nedir? Tanrının günü belini ağrıtmak, çalışıp didinmek, bulaşık yıkayıp ütü yapmak, ortalık süpürmek, yerleri silip cilalamak, sonra da akşam olunca, yemek yer yemez zıbarmaya giden ve yüzünü duvara döndüğü gibi de horlamaya başlayan kocanızın yorgun argın eve geldiğini görmek…bu mu senin ahlaki dediğin şey?

Canını feda, saçını süpürge etmek, moruklaşıp çirkinleşmek, sonunda geberip gitmek, bu mudur ahlaki olan? Ben size bir şey diyeyim mi ? insan bir kez geliyor dünyaya, gözümüzü kapadık mı kapadık, tamam… sizin de, ahlaki dediğiniz şeylerin de canı cehenneme.

21 Şubat 2017 Salı

Yorgunken Uyanık Kalmanın Yolları

Şubat 21, 2017
 Bugün o kadar çok yürüdüm ve zihinsel olarak da o kadar çok yoruldum ki, akşamüstü eve gelip bir şeyler yediğimde iyice uykum geldi. Şu anda o uykuya direniyorum. :) Fakat bunun önüne geçebilecek en işe yarar yöntemleri şimdi sizlerle paylaşacağım. Yazıyı kaydettikten sonra da bazılarını hemen uygulamaya geçireceğim... 

yorgun_oldugumuzda_uyuyakalmamanin_formulleri

Duyularını Harekete Geçir

Yorgun olduğunda uyanık kalabilmenin en etkili yolu, duyularını aktif tutmaktır. Duyu organların tetikte olursa, uyuyakalmanız da bir o kadar zorlaşacaktır. İşte yapılabilecek birkaç şey:

  • Loş veya karanlıkta durmayın. Işığa daha yakın oturabilir veya daha çok ışık açabilirsiniz.

  • Nane şekeri ya da aromalı sakız çiğneyin.

  • Nane yağı veya keskin ve güzel kokulu aromalar ile koklama duyunuzu aktifleştirin.

  • Sizi uyanık tutacak müzikler dinleyin.

  • Gözleriniz kapanıp duruyorsa derin nefes alın ve biraz pencereden dışarı bakın.

  • Yüzünüzü soğuk veya ılık su ile yıkayın.

Kafein

Kahve ya da kola gibi kafein içerikli içecekler için. Kafein, beyindeki nöronların ve vücuttaki hücrelerin hızlanmasını sağlar. Fakat bunu aşırıya kaçırmamaya dikkat edin; aksi halde kalp çarpıntısı, baş dönmesi, ateşlenme gibi olumsuz etkilere sebep olabilir.

Şekerden Kaçının

Şekerli gıdalar daha çok uykunuzu getirir ve yorgunluğunuz artar. Salata ya da meyve gibi kalorisiz ve şekersiz yiyecekler tüketirseniz, yorulmaz ve daha enerjik olursunuz. Meyvede de bir miktar şeker vardır fakat bu basit şeker kadar yoğun değildir ve o kadar hızlı ayrışmaz.

Vücudun Dehidrasyonu

Bolca su için. Yorgun hissettiğinizde de buzlu su içerseniz daha enerjik hissedersiniz.

İletişim Kurun

İletişim halinde olmak, insanlarla bir şeyler konuşmak uykunuzu açabilir. Yalnızsanız, telefonla konuşabileceğiniz bir arkadaşınızı aramayı deneyin.

Dik Durun

Dik duruş pozisyonunda oturursanız uykunuz biraz olsun kaçacaktır.

Hareketsiz Eylemlerden Kaçının

Çok yorgunsanız ve uyanık kalmanız gerekiyorsa, o an için, kitap okumak ya da tv izlemek gibi faaliyetlerden kaçının. Vücudunuz hareketsiz ve rahat pozisyonda olursa daha çok uykunuz gelir.

Dişlerinizi Fırçalayın

Mentollü bir diş macunu ile dişlerinizi fırçalamak uykunuzu açacaktır.

Mekan değişimi

Uzun süredir aynı ortamdaysanız uykunuz daha çok gelecektir. 15-20 dakikada bir balkona çıkıp biraz temiz hava alabilir ya da dışarıda kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Telefonla Vakit Geçirmeyin

Yapmanız gereken işler varsa bunları yapın ve telefonla/televizyonla oyalanarak zihninizin aktivitesini azaltmaktan kaçının.

14 Şubat 2017 Salı

Çabucak Uykuya Dalmak İçin Ne Yapılmalıdır?

Şubat 14, 2017
 Her insanın muzdarip olduğu birtakım uyku problemleri bulunur. Bunlardan en sık rastlananları da uykuya dalma sorunlarıdır. Özellikle de sabah erkekn kalkmamız gerekiyorsa, uyku evresine bir türlü geçememek kafamızda daha çok stres yaratır. Uykuya daha çabuk dalabilmek için bu tavsiyeleri deneyebilirsiniz...

cabucak_uykuya_dalabilmek_icin

Odayı havalandırmak

Uykudan önce, hava soğuk bile olsa odamızı mutlaka havalandırmalı ve oksijen eksikliğinin, burnumuzun alıştığı kokuların önüne geçmeliyiz.

Havasız bir odada uykuya dalmak problem halini alır ve uykunuz daha verimsiz hale gelir.

Sessiz ortam

Uykuyu etkileyen en önemli faktörlerden biri de, uyuduğunuz ortamdaki seslerdir. Uyurken sabit gürültüler duymamaya dikkat etmeliyiz. Ben bir dönem kulak tıkacı kullanmayı denemiştim; fakat kulağımda yarattığı rahatsızlık hissi gürültüyü tercih etmeme sebep oldu...

Yine de olabildiğince sessiz bir ortamda uyumaya çalışmalı, tıkırtı çıkaran eski moda saatleri de uyuduğumuz odada kullanmamalıyız. Fazla fark edilmese bile bu düzenli ve hafif gürültü uyku kalitesini etkiliyor.

Karanlık ortam

Odayı havalandırdık, gürültüleri yok ettik, sıra geldi ışık konusuna. Işık açık uyumanın kansere varıncaya kadar birçok zararı var. Uyurken ışığa çok ihtiyaç duyuyorsanız, çok hafif aydınlatan bir gece lambası kullanabilirsiniz.

Benim gibi tamamen karanlıkta daha iyi uyuyabiliyorsanız, ışıkları kapattıktan sonra bir de göz bandı kullanmanızı tavsiye edebilirim. Yumuşak kumaştan yapılmış göz bantları uykuyu daha çabuk getiriyor.

Beyni uykuya hazırlamak

Başımızı yastığa koyduğumuzda aklımıza ilk gelen şeyler olumsuzluklar, stresler ve endişeler olur genelde. Fakat bunu yavaş yavaş yok edebilirsiniz.

Streslere odaklanmak ve kaygılanmak, ya da o gün yaşadığınız şeyler hakkında düşünüp durmak yerine olumlu hayaller kurun uykuya dalarken. Olumsuz düşüncelerin geldiğini hissettiğiniz an, kafanızda olumlu ve mutlu anlarınızı kurgulayın. Geçmişte yaşadığınız mutlu günleri ayrıntısıyla düşünün. Böylece beyniniz rahatlamış olur ve uykuya odaklanmayı engelleyen düşünceleri kovmuş olursunuz.

Müzik dinlemek

Uyurken rahatlatıcı müzikler veya hafif kuş/yağmur sesi gibi stres azaltıcı kayıtları internet üzerinden indirip dinleyebilirsiniz.

Bu sayede uykuya daha fazla odaklanacak ve düşüncelerinizi daha rahat yönetebileceksiniz.

Duş almak

Sıcacık bir duş sonrası vücudumuz gevşeyip rahatlar ve uykumuz daha tatlı olur.

Aç/Tok 

Karnımız çok aç olduğunda da uyumak zorlaşır, tam olarak doyduğumuzda da. Bunun önüne geçebilmek için uyumadan 1 saat önce bir meyve, yarım kase yoğurt gibi midemizi rahatsız etmeyecek şeyler tüketebiliriz.

Uykudan yarım saat önce de bir bardak sıcak süt içerek uyku oranımızı arttırabiliriz.

Elektronik cihazlar

Uykudan en az 1 saat önce tüm elektronik cihazları kapatın. Alarm için telefon kullanıyorsanız, telefonunuzu çok yakınınızda olmayacak biçimde koyun. Uyumadan önceki 1 saat içerisinde kesinlikle telefonla ya da televizyonla ilgilenmeyin.

Bunun yerine kitap okumayı, ertesi gün için kıyafet ya da yemek hazırlıklarını önceden yapmayı tercih ederseniz daha huzurlu ve kaliteli bir uykuya kavuşabilirsiniz.

Kafein

Uyumadan önce çay, kahve gibi kafein içerikli içeceklerden uzak durun. Bunun yerine süt içmeyi tercih edebiliriz.

Giyim

Uyurken pamuklu ve rahat giysiler giymeliyiz. Vücudu sıkan ya da kalın kumaşlı rahatsız giysilerle uyuyabilmek zorlaşır.

10 Ocak 2017 Salı

Seni Düşünüyorum - Barbara Cartland

Ocak 10, 2017
Herkese merhabalar :) Barbara Cartland'ın ismini birçok yerde duymuş olduğumu hatırlıyorum. Kütüphanede 'Seni Düşnüyorum kitabını görünce de merak edip aldım aldım hemen. Her neyse, biraz konudan söz edelim. : )

[caption id="attachment_871" align="aligncenter" width="300"]Barbara Cartland - Seni Düşünüyorum Barbara Cartland - Seni Düşünüyorum[/caption]

ayrac-5

Konu


Birkaç gün önce bitirmiş olup buraya yorumunu yazdığım Yalnızlar Şöleni kitabındakine çok benzeyen bir konusu vardı Seni Düşünüyorum'un.


Genç ve güzel bir kız olan Samantha, kilise kermesi sırasında, ünlü bir moda fotoğrafçısı tarafından keşfediliyor ve modellik yapmak üzere Londra'ya gidiyor. Burada kokteyllere, yemeklere, davetlere katılıyor; birçok ünlü isimle karşılaşıyor ve güzelliği herkesi büyülüyor.


Samantha, yine bir davette tanıştığı David isimli genç bir yazara aşık oluyor. Fakat Samantha evlenmeden önce bir erkekle birlikte olmayı günah bildiği için ve David ona sadece gecelik bir ilişki olarak baktığı için birçok ayrılık ve tartışma yaşıyorlar.


 ayrac-5


Genel Yorumlarım


Okuyucular olarak Samantha'nın duygusal zayıflıklarını, tecrübe ettiği üzüntüleri ve sevinçleri onunla birlikte derinden hissediyoruz.


Şunu belirtmeliyim ki kitaptaki her bir karakter ayrı ayrı gıcık oldum, sanki gerçekten yaşıyorlarmış gibi hissettim doğrusu. : )


Samantha'nın bu kadar aklı havada oluşu, David'in klasik erkek tripleri falan midemi alt üst etti... eh, bir kitapta çok sevdiğiniz bir karakter yoksa kitap ne kadar sürükleyici olursa olsun ruhunuza dokunamıyor. Seni Düşünüyorum da böyle bir kitaptı benim için. Akıp giden, sürükleyici bir anlatımı var; çabucak bitti. ama en azından sempatik ve derin bir karakter olsaydı keşke ve bu kadar çok klişe içermeseydi... Olaylar bu yüzden yüzeysel kalmıştı biraz.


Yani: okusanız da olur; vakit geçer. Ama okumazsanız hiçbir şey kaybetmiş olmazsınız. 


ayrac-5


Herkese iyi okumalar diliyorum : )

14 Aralık 2016 Çarşamba

Alıntı: Psikeart-ZAMAN

Aralık 14, 2016
Psikeart dergisi 44. Sayıdan Alıntılar

psikeart_dergisi_alintilari

- Zaman her şeyin ilacı mıdır?

- Zamanı nasıl geçirdiğinize bağlı olarak değişir. Zamanı atlayarak yaşayanlar için zaman ilaç olamaz. Ama zaman, yayanlarda, acısını hissedenlerde bir ilaç görevi görür.

-Her şeyin bir zamanı var mıdır?

- Her şeyin zamanı aslında o andır; ertelemek zamanı kayıp ettirir, kaybolan zamanlar geri gelmez, geri gelmedikçe zihin onlara takılır durur. (Kültegin Ögel)

divider_ribbon2

Rahatsız edici durumlarda hızlanıp, düşünmeden hızlı hızlı gereken işleri bitirmek ve sonra rahat rahat koşulların keyfini çıkarmak; sevdiğin insanlara ve işlere savurganca zaman ayırmak benim güneşte koşturup gölgelerde yavaşlamaktan kazandığım bir yaşam tarzına dönüşmüştür.

Böylece benim ikili zaman kullanımı sistemim olmuştur. Böylece güzel zamanların keyfini çıkarırsınız; zor koşullarda da fazla düşünmeden hızlı hızlı iş bitirirsiniz! (Emine Zinnur Kılıç)

divider_ribbon2

‘’Bugünü Yaşama Arzusu’’ kitabında Yalom, geçmiş anılar ve gelecek özleminin yalnız memnuniyetsizlik yarattığını, zihinsel dinginliğe giden yolun şu anı gözlemekte ve farkındalığımızdan oluşan nehirde rahatsız edilmeden akıp gitmesine izin vermekte yattığını belirtmiştir.

Bu farkındalık, zamanın bütünselliğini kavramayı içermektedir. Tek bir zaman dilimine taılıp kalmak, tamamlanmamış bir iş olarak sürekli o anı yaşamaya çalışmak, beraberinde psikopatolojiyi getirecektir.

***

İnsanlar ne istediklerinin, neler hissettiklerinin farkında değillerse, duygu, düşünce ve davranışları üzerinde denetimleri yoktur. Bu kişiler, seçimlerini özgürce yapamazlar. Kırık bir plak gibi hep anı nağmeyi mırıldanıp, tamamlayamadıkları yaşantılarını bir şekilde bütünlemek için çaba harcarlar. Bu, asıl sorunun ne olduğunu kavrayıncaya kadar süren bir arayıştır. Bu süreç içinde kişi, özgürlüğünü yitirmiş, alışkanlıklarının esiri olmuştur.


Yaşam, gelecekteki bir ‘umut’ ya da geçmişte ‘tamamlanmamış bir işi bitirme çabasından’ çok, şimdiyi yaşamaktır. Kişi, şimdiyi yaşamaya başladığı andan itibaren kendini fark edecek ve gereksinmelerine daha duyarlı olacaktır.

***

Bireyin sorunlarını çözebilmesiiçin öncelikle yaşamın akıp gittiğini bilmesi gerekmektedir. Yaşamın akıp gittiğini bilmek, sürekli değişen olayların yaşanmakta olduğunun farkına varılmasını sağlar.

***

Geçmiş geride bırakılan ancak yine de anımsanarak yaşanabilen bir zaman boyutudur.

***

Sorunların ortaya çıkması ile birlikte, kişi bunların üstesinden nasıl geleceğini bilemediği takdirde, yani ‘Şu an’ ile başa çıkamadığında, gelecekte de normal yaşamını sürdüremeyecektir. Eğer kişi,fantezi, sözel ya da fiziksel boyutlarıyla kendi davranışlarının farkında olursa, kendi zorluklarını nasıl ürettiğini görebilir. Ancak bu sayede ‘’Şimdi ve burada’’ya odaklanarak şimdiki sorunlarını çözmek için kendi kendisine yardımcı olabilir. Çözülen her sorun, bir sonrakinin çözümünü daha da kolaylaştıracaktır.


‘’Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak istiyorum.’’

(Şebnem Soysal)

divider_ribbon2

İnsanın anda olabilmesi için, onu dibe çökerten ve geriye çeken duygularla (keder gibi) ve oluştan dışarı, ileriye fırlatan duygularla (kaygı gibi) baş edebilmesi gerek.

***

Psikoterapide asıl amaç, danışanın belli bir sorununu çözmek değil, genel olarak sorunlarla baş edebilmesini sağlamaktır. (Şule Öncü)

divider_ribbon2

Yaşadığımız şeylerden kendimizce dersler çıkarmak bizim hayat içerisinde daha sağlam basmamıza vesile olurken eğer zihnimiz, zaman olgusu içerisinde geçmişi geçmişte bırakamazsa, zihin acı verici olayın tekrarını yaşamaktan korkar. (Bahar Köse Karaca)

divider_ribbon2

Geçmiş olumsuz deneyimler, gerekli dersler alındıktan sonra artık işlevsiz hale gelir. Tatsız anıların keyif kaçırmaktan başka pek bir işe yaradığı görülmemiştir. (Tuğba Metinyurt)

divider_ribbon2

Zamana dair en yaygın metaforlardan biri akarsu metaforudur. Bu eşsiz metaforun en güzel paradoksu ise Melih Cevdet Anday’ın şu dizelerinde gizlidir: ‘’Geyik akarsuyu özlediğinde/Hem su hem geyiktir akan.’’ (Şehmus Ay)

divider_ribbon2

- Zaman ertelemez, insan ertelemez.

- Zamanı boşa harcamak en büyük cahilliktir.

- Üzerimde vakit yok, yanıma almamışım. (Tarhan Gürhan)

9 Aralık 2016 Cuma

Okuma Alışkanlığında Önemli Noktalar

Aralık 09, 2016
Okuma Alışkanlığında Önemli Noktalar

Çocukluk dönemi, okuma alışkanlığı kazanma konusunda en uygun dönemdir. Buna karşın okuma alışkanlığı her yaşta kazanılıp geliştirilebilir.



Bu alışkanlığı edinmek için bireyin ilgi ve gereksinimleri doğrultusunda okuma materyalleri okuması, bu yönde güdülenmesi gerekir.



Okuma alışkanlığında ‘’Aile kitaplığı’’nın önemi büyüktür. Ailede okuyan bireyler ve göz önünde bulunan bir kitaplık bu yönde güdüleyici etkenlerdir.



Okuma alışkanlığı yönünden, kişinin televizyon programları konusunda kesinlikle seçici olması gerekir.



Toplum üzerinde okuma alışkanlığı oluşturmaya ve geliştirmeye yönelik önlemler içeren ve sürekli-tutarlı eğitim politikası ve eğitim sistemi oluşturmak en önemli noktadır.



Okuma alışkanlığının ekonomik yönünü toplumsal ve bireysel düzeyde sorun olmaktan çıkaran gelir düzeyi ve fiyat artışları politikası oluşturulmalıdır.

Okumanın nasıl bir mucize ve değer olduğunu topluma ve bireylere kabul ettirmede TV ve kitle iletişim araçlarını kullanım alışkanlığı ve önem sırasını kavratabilmek gerekir.

Okuma alışkanlığını engelleyen ‘’sansür’’ün yok edilmesi ve düşünce ürünleri üzerindeki bütün sınırlamaların kaldırılması zorunludur.

29 Kasım 2016 Salı

Okuyucuların Sınıflandırılması

Kasım 29, 2016
[caption id="attachment_808" align="aligncenter" width="300"]Okunulan Kitap Sayısına Göre Okuyucu Tiipleri Okunulan Kitap Sayısına Göre Okuyucu Tipleri[/caption]

Sahip olunan okuma alışkanlığına göre okuyucuları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:

Çok Okuyan Okuyucu: 1 yılda 21 ve daha fazla kitap okuyan kişi.

Orta Düzeyde Okuyan Okuyucu: 1 yılda 6-20 arasında kitap okuyan kişi.

Az Düzeyde Okuyan Okuyucu: 1 yılda 1-5 arası kitap okuyan kişi.

Okuyucu Olmayan: Hiç kitap okumayan kişidir.

27 Kasım 2016 Pazar

İnsanların Kitap Okuma Nedenleri

Kasım 27, 2016
kitap-okuyan-nineToplumların sosyolojik yapıları ve kültürel gelişimlerine göre değişiklik gösteren okuma nedenlerine yönelik önerilen bir liste şöyledir: 

  • Adet veya alışkanlık olarak.

  • Görev hissiyatıyla.

  • Genelde vakit geçirmek için.

  • Güncel gelişmeleri kavramak için

  • Anlık kişisel doyum için.

  • Mesleki ya da profesyonel ilgileri devam ettirip geliştirmek için.

  • Hobi olarak.

  • Toplumsal gereksinimleri ve vatandaşlık istemlerini karşılamak için.

  • Kendini geliştirmek ve ufkunu açmak için.

  • Entellektüel gereksinimleri karşılamak için.

  • Dinsel gereksinimleri karşılamak için.

1 Kasım 2016 Salı

Güçlü Kadın Karakterleri Olan 5 Kitap

Kasım 01, 2016
Güçlü kadın karakterler çerçevesinde ilerleyen romanları okumayı çok seviyorum. Benim için bir romanın baş kahramanı kadınsa kesinlikle çok daha sürükleyici olduğunu hissediyorum. Güçlü kadın karakterleri olan kitapların ufak bir listesi ve kısaca konuları.

Kadın Oyunları-Dario Fo



Baskı Yılı: 2014

Yayınevi: Açılım Yayınları

Kadın oyunlarının sayfalarını çevirmeye başladığınızda; Çarmıha Gerili Meryem Ana, Filistinli Bir Kadın, İşçi Kadın, Mahkum Kadın, Tecavüze Uğrayan Kadın, Teröristin Anası, İşkence Gören Kadın, Partizan Ana, Romalı Lisistrata, Medea ve diğerleriyle tanışacaksınız.
Bu oyunlar onların monologları, ancak aldanmayalım, yaşamda olduğu gibi buradaki her oyunda da başkahraman daima bir erkektir. Bu oyunlarda kadın ve erkeğin sonsuz yaşam serüveni, sevdaları, tutkuları, acıları, ihanetleri anlatılır.

Okurken, zaman zaman ağlatan ve çok güldüren yaşam serüvenleri...
Ancak, Moliere'in söylediği gibi "gülmek, zeka ve kavrama işidir."
Ağlamaksa camın üzerindeki su tanesi gibi hoş ve boş olmamalı. Önemli olan oyunlardaki politik söyleme tüm kadın ve erkeklerin katılımı, bunu paylaşabilme yetisi ve keyfi...

Güneşi Kuşatmak-Paula Mclain



Sayfa Sayısı: 408

Baskı Yılı: 2016

  Paris'teki Eş kitabının yazarı Paula Mclain'in, Remzi kitabevinden çıkan yeni romanı Güneşi Kuşatmak, toplumun katı önyargılarıyla mücadele eden cesur bir kadını konu alıyor.

Sömürge halindeki Kenya'da, annesiz büyümek zorunda kalmış bir kadın: Beryl Markham. 1920'li yıllarda, küçük yaşta ailesiyle Afrika'ya gelen Beryl, annesi onları terk edince, bölgedeki diğer kabile çocuklarıyla bir arada büyüyor.

Vahşi doğaya meraklı, tutkulu, cesur bir kadın olan yetişmiş olan Beryl,  bir kadın pilot olarak rekorlara imza atıyor. Özel hayatındaki birkaç başarısız ilişkinin ardından, yakışıklı bir safari avcısı Dennys Finch ve bir yazar olan Karen Bixon arasında bir aşk üçgeninin içinde buluyor kendini.

Çağının ön yargılarına ve katı anlayışlarına meydan okuyan Beryl'nin korkusuz, duygulu ve heyecanlı yaşamını 20. yüzyılın başlarındaki Afrika'nın görkemli doğasında izliyoruz.

Gerçeğin Parçaları-Daniel Woodrell



Sayfa Sayısı: 256
Baskı Yılı: 2016

16 yaşındaki Ree Dolly'nin babası, metamfetamin laboratuvarı işlettiğine dair suçlamalardan kefaletle serbest kalıyor ve hemen ardından ortadan kayboluyor. Fakat 1 hafta sonraki duruşmaya katılmayacak olursa, ailesinin tek varlığı olan evlerinin elinden alınacağına karar verilmiş.

Hasta annesi ve 2 küçük erkek kardeşi ile bir başına yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan Ree, 1 hafta içinde babasını ölü ya da diri, mutlaka bulmak zorunda. Ree Dolly, babasına ulaşabilmek için aile büyüklerine başvuruyor fakat çok farklı ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze kalıyor.

Aynı isimle sinemaya da uyarlanan, dört dalda Oscar'a aday gösterilen ve başta Sundance Film Festivali Büyük Jüri Ödülü olmak üzere pek çok ödül kazanan Gerçeğin Parçaları; metanet, cesaret ve çetin yaşam şartlarının acısıyla yüzleşme isteği etrafında gelişen bir hayatta kalma hikâyesi.

Nasıl Kadın Olunur- Caitlin Moran



Sayfa Sayısı: 344
Baskı Yılı: 2013

Simone de Beauvoir, "Kadın doğulmaz; kadın olunur" demişti; hepsi bu olsa iyi...

Nasıl Kadın Olunur?, benim kadın olmayı yanlış anladığım onca zamanın öyküsünü anlatıyor. Evet, eski moda feminist "yükselen bilinçlilik" hâlâ büyük değer taşıyor. Ama ne zaman ki konu kürtaj, kozmetik mucizeleri, doğum, annelik, seks, aşk, iş, kadın düşmanlığı, korku ya da kendi teninin altında nasıl hissettiğine gelse, kadınlar, çok ama çok sarhoş olmadıkça birbirlerine genellikle doğruyu söylemez.

Renkli kişiliği, çılgın fikirleri, samimi üslubu ile tanınan ve doğruları söylemekten vazgeçmeyen biri olan Caitlin Moran, 2010'da İngiltere'de yılın köşe yazarı ödülünü aldı. 2011'de Times'taki yazıları nedeniyle yılın eleştirmeni ve röportaj gazetecisi seçildi.
Caitlin Moran'ın Nasıl Kadın Olunur'unu sevmek için o kadar çok sebep var ki…

Cinsiyetçiliğe öylesine muhteşem bir şekilde direniyor ki bunu neredeyse fark etmiyorsunuz bile... Mutlaka okunmalı.
New York Times

Moran'ın zekası baştan çıkarıcı.
The New Yorker

Müthiş eğlenceli... Moran eşsiz diliyle okurlarını hem eğlendiriyor hem de bilgilendiriyor...

Feminizm militanlığı yapmıyor, feminizmi insancıllaştırıyor.
Publishers Weekly

Ben, Malala-Malala Yousafzal



Sayfa Sayısı: 392

2014 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi Malala Yusufzay'ın otobiyografisi BEN, MALALA tek bir insanın sesinin bile dünyaya değişim yönünde ne kadar büyük bir ilham verebileceğini kanıtlıyor…

Taliban kuvvetleri Pakistan'ın Svat Vadisi'ni kontrol altına aldığında, küçük bir kız hiç korkmadan düşüncelerini dile getirdi. Malala Yusafzay susturulmayı reddederek eğitim hakkı için mücadeleye girişti.

9 Ekim 2012 Salı günü, 15 yaşındayken, neredeyse bunu canıyla ödüyordu. Okul servisiyle eve dönerken, yakın mesafeden açılan bir ateşle başından vurulmuştu.

Malala'nın mucizevi şekilde hayatta kalıp iyileşmesi, onu Kuzey Pakistan'daki ücra bir vadiden New York'taki Birleşmiş Milletler binasının koridorlarına uzanan olağanüstü bir yolculuğa çıkardı. Malala 16 yaşında, barışçıl protesto eylemlerinin dünya çapında sembolü ve Nobel Barış Ödülü'nü kazanan en genç isim oldu.
(Tanıtım Bülteninden)

29 Ekim 2016 Cumartesi

Kış Günlerinde Sıcak Kalmak

Ekim 29, 2016
   İnsanı tir tir titreten soğuklar çok yaklaştı.

Sabahın köründe işe, okula gitmek üzere uyanmak birçoğumuz için tam bir işkence olacak.


Ben demir eksikliği sorunum dolayısıyla sürekli aşırı üşüyen ve ısınamayan bir yapıya sahibim. Okuldayken elimde sürekli karton bardaklarda çay kahve oluyor, montumu çıkaramıyorum içerde bile.


Bu titreten soğuklarda, güvenli ve sıcacık yataktan kalkmak da çok zor; ama bu motivasyonu bulabilmenin bazı yöntemleri var. Şimdi, soğuk havalarda sıcak kalabilmenin birkaç formülünden bahsedelim.

Termal Giysiler Giyin

termal-giysiler-giyin

Cildinizle direkt temas halinde olan termal giysileri kıyafetlerinizin altına giydiğinizde sizi sıcak tutacak ve üşümenizi engelleyecektir. Veya bunun yerine kazağınızın altına, sizi sarmalayıp sıcak tutacak giysiler giyebilirsiniz.

1 kalın kazak ve mont giyince üşümemiz kaçınılmazdır
; ama bunların altına termal giysi giydiğimizde sıcacık hissederiz.

Atkı, Şapka, Eldiven

atki-sapka-eldiven-bot-illustrasyon

Boynunuzu, kulaklarınızı, ellerinizi sıcak tutmak için mümkünse tüylü ve dışı su geçirmez olan giysileri ve çizmeleri tercih edin. Yün veya ipek atkılarla boynunuzu sıcak tutun.

Havlu çoraplar ayaklarınızı sıcak tutacaktır. Hatta ayaklarınız çok  üşüyorsa 2 çorap giyin.

El ve Ayak Isıtıcıları Kullanın

el_isitici

Yanınızda her yere götürebileceğiniz el ısıtıcılarını eldiveninizin içinde tutabilir ve istediğiniz her an sıcak kalabilirsiniz.

Kullanmadığınız Odaların Kapısını Kapatın


Kullanmadığınız odaları kapısını kapatırsanız, bulunduğunuz odanın diğerlerinden daha sıcak kalmasını sağlarsınız.

Acı ve Baharatlı Şeyler Yiyin


Aşırıya kaçmadan, kırmızı biber veya farklı baharatlar kullanarak yemek yapabilirsiniz. Biberin acı olmasını sağlayan şey kapsaisin isimli maddedir. Dilimizdeki kapsaisin algılayıcıları bu maddeyi algıladığında acı ve sıcak hissi yaratır. Aynı zamanda vücudumuzu da daha sıcak hissetmemizi sağlar.

Hareket Edin


Hareket etmenin, ısınmanın en kesin yolu olduğunu hepimiz biliyoruz. Soğuk havalarda olabildiğince çok hareket etmeye çalışın; yürüyorsanız yürüyüşlerinizi hızlandırın.