Chuck Palahniuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Chuck Palahniuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2017 Pazar

Günce - Chuck Palahniuk

Eylül 17, 2017

Selam :) Yine ayrıntı yayınlarından çıkmış bir kitapla karşınızdayım. Chuck Palahniuk için en sevdiğim yazar diyebilirim. İlk olarak Dövüş Kulübü kitabını okumuştum; sonra Tıkanma ve diğerleriyle devam ettim.



Günce, yazarın okuduğum 9. kitabı oluyor yanlış hatırlamıyorsam. İçlerinden en çok etkilendiğim kitaplar "Tıkanma" ve "Lanetli" oldu; belirteyim. :) Neyse... Günce kitabının konusundan kısaca bahsedeyim. 



Konu


Günce, hamile kalınca güzel sanatlar fakültesini bırakıp kocasıyla huzurlu bir adaya yerleşen, Misty isimli bir kadının öyküsünü anlatıyor. Misty evlilikle birlikte hayatının kurtulacağını ve çok iyi bir yaşantı süreceğini zannetmiş fakat yıllar sonra kendisine dönüp baktığında şu profili görüyor ve bundan hiç memnun değil: hastanede komadaki kocasını bekleyen, bir otelde hizmetçilik yapan, kilo almış, yaşlanmış bir kadın.

Kayınvalidesi ve kızıyla, bıkmışlık dolu bir hayat sürdürmeye çalışıyor. Çevresindeki herkes onun tekrar resim yapması gerektiğini söylüyor ve müthiş eserler ortaya çıkarıp ünlü bir ressam olarak, yaşadıkları adanın eski varlıklı haline dönmesini sağlayacağına inanıyor.


Genel Yorumlarım


Uzaktan bakınca sanki sıradan bir konuymuş gibi görünebilir ama Chuck Palahniuk'un müthiş iğneleyici ve marjinal anlatımıyla, girdiği korkunç ayrıntılarla kitap son derece etkileyici ve vurucu bir hale gelmiş. Hayatıma dair çok şeyi sorgulamamı sağlayan, birçok bakış açısı ve farkındalık yaratan bir kitap Günce. Misty'nin yaptığı hataları ve düşünce yapısındaki olumsuz şeyleri ne kadar çok insanın yaptığını fark etmemi sağladı. Kendi hayatını mahveden ve seçimlerini düşünmeden yapanların düştüğü çıkmazlar, yakınların baskısı ve başka birçok konuda düşünmeme vesile oldu. Alıntıları okuyunca da bu dediklerimi daha iyi anlayacaksınız. :) Chuck Palahniuk'un en iyi kitaplarından biri diyebilirim ama en iyilerde hala "Tıkanma" ve "Lanetli var hala...


Altını Çizdiklerim


İşin aslı, çocukken, biraz daha büyük olsan bile, diyelim ki yirmi yaşlarında ve güzelsanatlar akademisine kaydını yaptırmış olsan bile gerçek dünya hakkında hiçbir fikrin yoktur. Birisi seni sevdiğini söylerse ona inanmak istersin. O erkek seninle evlenmek ve seni cennet gibi bir adada bulunan evine götürmek istiyordur sadece. Sadece seni mutlu etmek istediğini söyler. (sf 18)

Sadece kayıtlarda bulunması açısından, Misty seni hala seviyor. sevmeseydi, sana işkence etmekle uğraşmazdı. (sf 42)

Peter'la ayakta tedavi edilen evsiz, sabun yüzü görmemiş bir ruh hastası arasındaki tek fark Peter'ın mücevherleriydi. (sf 43)

Belki de insanların sevdikleri şeyi yapabilme riskini göze alabilmek için gerçekten acı çekmeleri gerekiyordur. (sf 61)

Thomas Mann'a göre, büyük sanatçılar aslında hastalıklı kişilerdir. (sf 61)

"Bu gereksiz ayrıntılar", dedi Peter, "onları bir araya getirene dek gereksizlerdir sadece. "Her şey bir başınayken hiçbir şeydir aslında. (sf 119)

Sadece kayıtlarda buşunması açısından, Misty'nin seçtiği her renk, attığı her çizgi kusursuz, çünkü artık umursamaktan vazgeçti. (sf 151)

Aynı ucizeleri tekrar tekrar yaratabilirsin, yeter ki sonuncuyu hatırlayan biri çıkmasın. (sf 161)

Yeterli miktarda stres, iyi veya kötü, aşk veya acı, mantığımızı sakatlayarak bize başka şekilde asla sahip olamayacağımız fikir ve yetenekler bahşeder. (sf 163)

Acıyı unutmak zor olsa da, güzelliği hatırlamak daha da zordu. (sf 182)

 

11 Eylül 2017 Pazartesi

Anlat Bakalım - Chuck Palahniuk

Eylül 11, 2017
 Selam :) Tüm kitaplarını okumaya çalıştığım nadir yazarlardan biri olan Chuck Palahniuk'ın Anlat Bakalım kitabını yorumlayacağım. İnternette gezinince bu kitaba dair hep olumsuz eleştiriler olduğunu gördüm. Bu olumsuz eleştirilerden çoğuna katılıyorum. Kitabın konusundan bahsettikten sonra neden bu kitabın beni yazarın diğer kitaplarına oranla çok daha az etkilediğinden söz edeceğim.


Yazar: Chuck Palahniuk
Çevirmen: Şeyda İşler
Yayınevi : Ayrıntı Yayınları


Sayfa Sayısı : 192


İlk Baskı Yılı : 2014



 

Konu


Film yıldızı olan ama artık yaşlanmaya başlayan Katherine Kenton'un hizmetçisi Hazie tarafından anlatılıyor her şey. Aslında Hazie bir hizmetçi değil; Bayan Kathie'nin film yıldızı olmasında ve ilerlemesinde rolü olan, hayatını iyi ve düzenli bir şekilde devam ettirmesine zemin oluşturan bir insan. İzlediğimiz filmlerin kamera arkasında çalışan kadrı gibi tıpkı.

Bayan Kathie, yaşlanmak üzere ve 7 evlilik yapmış, birçok estetik operasyon geçirmiş bir film yıldızı. Bayan Kathie, Webster Carlton Westard isimli bir genç adama aşık olur ve onunla birlikte olmaya başlar. Hazie ise bu birlikteliğin Bayan Kathie'ye zarar vereceğini düşünmektedir. Adamın, eski film yıldızları kadınlarla birlikte olup, onlar hakkında doğru ya da yalan gerçekleri kağıtlara geçirerek, o film yıldızı öldükten sonra bu rezillikleri ortaya çıkarıp prim yapmaya çalışan bir sahtekar olduğu biliyordur.

Hazie bunu, adamın bavulunda gördüğü kağıtlarla bir kez daha anlar. Webster, Bayan Kathşe'yle geçirdiği aşk yıllarını anlatıyordur bu uzun yazılarda. Sonunda da Bayan Kathie öldüğü yazılar... Hazie bunu fark edince, adamın yazdığı yazıları gizlice okur ve Bayan Kathie'ye yazılmış olan ölüm sonunun gerçekleşmemesi için uğraşır; bunu farklı farklı ölüm senaryoları ve önleme çabaları takip eder.


Genel Yorumlarım


Konunun çok farklı, tam bir Chuck Palahniuk tarzı orjinal bir konu olduğunu söyleyebiliriz. Kitapla ilgili esas sıkıntı anlatım şeklince.

Öncelikle, kitap zaten incecik. Üstelik her sayfada onlarca o dönemlerin film yıldızlarının ve yönetmenlerinin adı geçiyor; tek seferlik olarak. Bu isimler koyu renkle yazılmış ve öyle çok var ki kitabın yarıdan fazlasını bu isimler dolduruyor gibi.

Pek etkileyici bir kitap değildi; yazarın diğer kitaplarının muhteşemliğini de düşününce...

Chuck Palahniuk okumaya başlayacaksanız kesinlikle Tıkanma kitabıyla başlayın derim. Önümüzdeki zamanlarda, o kitabı 4. kez falan okumuş olacağım.


Altını Çizliklerim


"En marifetli iltifatlar, demişti bir zamanlar oyun yazarı William Inge, "onu dile getireni, muhattabından daha çok göklere çıkarır." (sf 64)

Zannedersem, dünyanın vemeye yeltendiği her türlü hasardan daha beterini kendi kendinize vermenizde bir avuntu, belki de bir tür irade mevcut. (sf 69)

Tüm dünya sizden bir parça koparmaya çalışan sırtlanlar ve akbabalardan ibaret. Kalbinizden, dilinizden ya da menekşe gözlerinizden bir parça koparmaya çalışanlardan. Sizin en iyi özelliğinizi kahvaltı niyetine yemek isteyenlerden. (sf 97)

Sanatın hayatı taklit ettiğimden dem vurursunuz ama aslında tam tersi doğrudur. (sf 99)

Müstehcen bir yalan her zaman asil bir hakikate baskın çıkar. (sf 114)

 

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Gösteri Peygamberi - Chuck Palahniuk

Temmuz 12, 2017
  Herkese selamlar. :) Chuck Palahniuk kitaplarını okurken mutlaka sessiz bir ortamda okumaya dikkat ediyorum ve yanımda kalem bulundurmadan okuyamıyorum. Bu kitap da yine alıntılayacağım birçok cümlenin bulunduğu muhteşem bir Chuck Palahniuk tarzıydı. 

Modern dünyadaki tüketim çılgınlığına ve kalıplaşmış kolektif insanlara eleştiri niteliğindeki iğneleyici cümleler, medyanın insanları yönlendirmesi ve yönetmesi, vs. konularda müthiş çıkarımlar barındıran, farklı ve aykırı bir kitap Gösteri Peygamberi.

[caption id="attachment_1158" align="alignleft" width="300"] DW9YDG[/caption]

Konusu kısaca şöyle: ''Creedish'' isimli mezhep, kendi aralarında kuralları olan ve yaşadıkları bölge içerisinde bu şekilde rutin bir yaşam sürdüren bir topluluk. Tender Brenson da bu mezhebin kurallarına ve yaşantısına göre doğup büyümüş olan binlerce misyonerden biri.

Tender Brenson'ın başına hiç tahmin edemeyeceği şeyler geliyor ve bir anda kendisini televizyon programlarında dini ve ahlaki vaazlar ve öğütler verirken, menajerinin onun için kurduğu yaşantıya göre, şöhretin doruklarında, medyanın kuklası gibi yaşayan bir canlı olarak buluyor.

Bu sırada, dini duyguları kullanarak ticaret yapmak ve bir şeyler 'başarmaya' çalışmak,  insanların aynı düşünmeye yönlendirilişi, yaratıcılıktan ve gerçeklikten uzak şov dünyası, tüketim çılgınlığı ve insanların hassasiyetlerine göre pazarlanan ürünler konusunda müthiş iğnelemeler içeren, mükemmel bir Chuck Palahniuk kitabı.

İlk başları o kadar akıcı olmasa da kısa sürede içine çekiyor kitap sizi...


Altını Çizdiklerim


Bir arad aolmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyormuş. (sf 297)

Çirkinliğimi kendi lehime çevirmeye çalışıyorum. Amacım; ileride gideceğim noktayla keskin bir tezat oluşturacak düşük bir alt taban belirlemek. (sf 237)

İnsanlara gerçeği söyleseniz bile gözleriyle görmeden asşla size inanmazlar. o zaman da çok geç olur. Bu arada söyledikleriniz onları kızdırmaktan başka işe yaramaz ve sizin de başınızı derde sokar. O yüzden çekip eve gitmeyi tercih edersiniz. (sf 193)

Gerçek şu ki tekrar tekrar öksüz kalabilirsiniz. Gerçek şu ki öyle de olacak. Ve aslında artık hiçbir şey hissetmeyecek hale gelene kadar her seferinde daha az acı çekeceksiniz. (sf 178)

Değişmeyen tek şey değişim olduğundan, acaba insanlar, hayatta gerçekten tamamlayabilecekleri tek şey o olduğu için mi ölümü arzuluyorlar, diye düşünüyorum. (sf 163)

İnsanların olmaya korktukları şey olursanız, onların hayranlığını kazanırsınız. (sf 148)

23 Kasım 2016 Çarşamba

Ölüm Pornosu-Chuck Palahniuk

Kasım 23, 2016
Herkese selam. :) Çok uzun süredir merak ettiğim kitaplardan biri olan Ölüm Pornosu'nu sonunda okuyabildim...

Bu kitap fazla müctehcen olduğu iddiasıyla yayınevi sahibine ve çevirmene dava açılmış. Görünce gerçekten şok oldum ve üzüldüm. Çünkü kitabın amacı müstehcenlik hissettirmek ya da insanların cinsi eğilimlerini tatmin etmek değil.

[caption id="attachment_795" align="alignleft" width="300"]Chuck Palahniuk, Ölüm Pornosu Chuck Palahniuk, Ölüm Pornosu[/caption]

Kitabın Adı: Ölüm Pornosu

Yazarı: Chuck Palahniuk

Çeviri: Funda Uncu

Yayınevi: Ayrıntı

Sayfa Sayısı: 208

 

kitap

Konu


  Her neyse. :) Şimdi konudan bahsedeyim. Porno kraliçesi Cassie Wright, bir film içerisinde 600 ayrı erkekle birlikte olarak rekor kırmak istiyor. Kitap, filmi çekmek üzere sırada bekleyen 3 erkeğin ve film çekimi sırasında planlamaları yapan ve orada bekleyen 600 erkeği sırasıyla çağıran Shelia'nın ağzından anlatılıyor.

kitap

Genel Yorumlarım


  Benim gibi aynı gün içerisinde okursanız psikolojinizin biraz tuhaflaştığını hissedeceksiniz; her Chuck Palahniuk kitabında olduğu gibi... Ölüm Pornosu beni, yazarın diğer kitaplarında olduğu kadar etkilemedi. Fakat Palahniuk'un her kitabını okumak istediğim için mutlaka bitirmem gerekiyordu; hiç sıkılmadan bitirdim.

Kitabın sonu yine şok edici ve ilginçti. Birçok gerçekliği kavramamı sağlayan, üzerinde uzun uzun düşündüğüm cümlelerle çok karşılaştım. Aynı zamanda çeşitli Hollywood yıldızlarına ait bir şeyler de öğrenmiş oldum. Gene Kelly'nin Singing in the Rain filminde şarkı söylediği sahneleri çekerken 39 derece ateşi olduğunu ve bu yüzde zatürre olduğunu veya Marilyn Monroe'nun diri kalmak için uyuşturucu alıp dakikalarca buz gibi su içinde beklediği gibi.

Chuck Palahniuk kitaplarını seviyorsanız okuyabilirsiniz; yeraltı edebiyatı tarzına çok alışık değilseniz kitap sizi biraz rahatsız edebilir. Şimdi alıntılara geçelim. Herkese iyi okumalar...

kitap

Altını Çizdiklerim


Bir pilici porno filmde oynatmak istiyorsanız, ona bir milyon dolar teklif etmelisiniz. Bir herifi oynatmak istiyorsanız, ona sadece sormanız yeter... (sf 13)

Günümüzde son olarak önemli bir başka şey de gerçeklik. Bütün kimliğiniz bir anda yok olursa ne yaparsınız? Bütün hayat hikayeniz bir yanlıştan ibaret oluverirse, bu durumla nasıl başa çıkarsınız? (sf 35)

''Aileler'' diyor Bay Bacardi, ''daima çocuklarının içine eder zaten.'' (sf 67)

İnsan, hayatının geri kalanını sadece bir dakikada tüketebilir. (sf 109)

Ne kadar çalışırsan çalış, ne kadar zeki olursan ol, yaptığın kötü seçimle tanınırsın. O yanlış şeyi yap ve hayatının sonuna kadar ölmüş ol. (sf 113)

Bay Bacardi beni görür görmez cep telefonunu göğsüne bastırıp, ''Onu öldürdün mü?'' diye soruyor. Dan Banyan, ''Veya daha kötüsünü yapıp ona onu sevdiğini mi söyledin yoksa?'' diye soruyor. (sf 157)

Olur da kafası çalışmazsa veya ümitsizliğe kapılırsa, denize düşüp yılana sarılmak zorunda kalırsa, duygusal açıdan birine ihtiyaç duyarsa ve hayatı düpedüz tepetaklak olursa, evlilik teklifimi kabul edebileceğini söyledi. (sf 180)

Hayatımın tamamını kendim için yaşadım. (sf 149)