başarı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
başarı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2017 Pazar

Başarmamak İçin Bir Sebep Yok!

Kasım 05, 2017
 Bir yaban arısı kanatlarının çapı ve ağırlığı itibariyle aerodinamic kanunlarına gör asla uçamaz. Tüm fizikçiler bu konuda aynı şeyi söylüyorlar. Ama yaban arısı uçuyor. Neden uçtuğunu sorarsanız, bence aerodinamic kanunlarını bilmediğinden uçuyor. Zavallı yaban arası bu kanunları bilseydi uçmaması gerektiğini düşünür ve asla uçamazdı.

O halde başarıyı ve başarısızlığı getiren faktörlerdir, duygulardır, inançlardır.

1950'li yıllarda atletizm otoriteleri 1 milin asla 4dakikanın altında koşulamayacağını  düşünüyorlardı. Hatta birçok doktor da insan fizyolojisinin 1 mili 4 dakikada koşmaya yetmeyeceğini söylüyordu. Atletler de uzmanlara inandıklarından 1 mili 4 dakikanın altında koşmayı düşünmüyorlardı.  Bu yarış yapılırken düşündükleri tek şey 1'İnci, 2'nci ya da 3'üncü olmaktı.

Ancak uzmanlara inanmayan bir atlet ortaya çıktı: Roger Bannister. "Ben 1 mili 4 dakikanın altında koşacağım." Dedi.  Her gün yaptığı fiziksel antrenmanların yanında zihinsel antrenmanlar da yapmaya başladı. Yolda yürürken, otururken, yemek yerken, banyodayken düşündüğü tek şey buydu. Skorboardda yazan sonuç: 3.59. bütün tribünler ayakta. İnanılmaz bir ses çıkıyor. Roger Bannister skorboardı görüyor , tüm tribünlerin ayağa kalktığını görüyor, tribünlerden çıkan sesi duyuyor ve ipi göğüslediği anı hissediyordu.

İşin asıl ilginç tarafı, o yıl 12 kiş idaha 1 mili 4 dakikanın altında koştu.

Arzuladığınız güzel şeylerin olacağını düşünerek bilinçaltına kesin emirler verin ve onların yerine getirildiği aşamaya kadar o müthiş heyecanı yaşayın.

Oğuz Saygın

5 Ekim 2017 Perşembe

Zorluklarla Karşılaşmadan da Başarılı Olabilir miyiz?

Ekim 05, 2017
Zorluklarla karşılaşmadan da başarılı olabilir miyiz?

Mutluluğun ve başarının yolunu bulanlar mutlaka birçok güçlükle karşılaşmış ve bu güçlükleri yenmişlerdir. Bunalumlı bir dönemden geçmeden başarılı olmak çok zordur. Başarılı ve mutlu insanlar, neşeli, cana yakın ve çok enerjik olabilirler. Ama bu durum zor problemlerle karşılaşmadıkları anlamına gelmez. Kötümser kişilerle karşılaştırıldıklarında, olaylar karşısında daha dayanıklı oldukları anlaşılır.

Herhangi bir dalda önemli başarı göstermiş kişilerin hayatları incelenirse, onların, birçok talihsiz, cesaret kırıcı ve engelleyici durumla karşılaştıkları görülür. Önemli olan kötü bir olayla karşılaşmak değildir. Bu olaya nasıl baktığımız önemlidir. Eğer kötü durumdan ders alabiliyorsak, o kötü durum bize hizmet etmiş demektir.


İnsanların büyük çoğunluğu, kötü durumları başarıya çevirmeyi bilmezler. Hep şartlardan yakınırlar. Başarılı insanlar ise her olaydan ders alırlar. Başarısız oldukları zaman da üzülmezler; çünkü bundan ders almış olmak bile onlar için bir kazançtır.

Başarısız kişiler ise çoğu zaman başkalarının kendilerini engellediğinden söz ederek insanlardan faydalanma yoluna gitmezler. Üstelik onları kendileri için engel olarak görürler.

Unutmamalıyız ki, diğer insanlar başarımızı engelleyemez. Kendimizin gelişmesine en büyük engel yine kendimizizdir. Onun için kendimizi eleştirmeliyiz. Eğer kendimizde bir hata bulmuşsak üzülmemeliviz. Hatalarımızı, başarılarımızı sağlayan nedenlerden biri olarak ele almalıyız. Sözgelimi doktorlar, insan sağlığı için olumsuz durumlardan bile yararlanırlar. Bir hasta nedeni bilinmeyen bir şekilde ölmüşse, otopsi yaparak ölüm nedenini bulmaya çalışırlar. Böyle değerlendirilen bir ölüm olayı, diğer insanların hayatlarını kurtardığı için de faydalıdır. Demek ki kötü olarak nitelediğimiz her olay, ondan bir şey öğrenebildiğimiz sürece değerlidir.

Bir problem ne kadar zor olursa olsun mutlaka çözmenin bir yolu vardır. Bu inanışta olduğumuz zaman olumlu düşünceleri bir mıknatıs gibi çekeriz. Böylece olumlu enerjimiz artar. Problemin büyüklüğü önemli değildir, önemli olan bu zorluğu çözeceğimize inanmamızdır. Ayrıca problemin iyi tarafını görebilirsek hem problemi çözeriz, hem de başarı duygusunu tatmış oluruz. Savaş olmadan zafer olmayacağını unutmamalıyız.


Zülfikar Özkan

24 Eylül 2017 Pazar

Başarılı İnsanın Özellikleri-Düşünce Yapısı

Eylül 24, 2017
  Başarı, bir iş veya bir faaliyet sonucu elde edilen olumlu ve sevindirici sonuçtur. Başarılı insanlar, kendilerinin belirlediği amaçlara belli bir zaman diliminde ulaşırlar. Bu insanlar uyumlu ve doyumludur. Bu noktaya ulaşmak için öncelikle bir program yaparlar.



  Başarıya ancak belli bir programla ulaşmak mümkündür. Belli bir seviyeye ulaşmış mutlu ve başarılı kişiler, çok ender şikayet ederler. Onlar dış dünyada olup biten olaylarla veya başka insanlarla değil de kendi hedefleriyle ilgilenirler. Daha çok kendilerinin nasıl ve ne kadar değişmesi gerektiği üzerinde emek harcarlar.



Her insan başarılı olmak ister, ama çoğu kişi nasıl başarıya ulaşacağını bilemez. Başarılı olmak için büyük düşünmek ve hedef belirlemek şarttır. Belirlenen bu hedefe yaklaştıkça başarı duygusu yavaş yavaş hissedilir. İşte bu durum kişiyi daha üst hedeflere ulaştırır.

Başarıyı düşünen zihin başarı programı yapar. Eğer başarısızlık üreten düşünceler harekete geçiyorsa bir program yoktur demektir. Yetenekleri doğrultusunda çalışan kişi bahanelerle uğraşmaz. Sahip olduğu şeyleri en iyi şekilde kullanmanın ve onlardan büyük ölçüde fayda sağlamanın yollarını araştırır. Bu özelliklere sahip insanları gözlemlediğimizde, onların hem iç başarıya, hem de dış başarıya sahip olduklarını anlarız.

İç başarı, bir insanın, sağlıklı duygu, düşünce ve davranışlar sergilemesidir. Ruh halini güzelleştirmek için yapılan çabalar insanı iç başarıya götürür. Öfkeyle dolu bir baba, çocuklarını kırmamak için kendini kontrol altına alabilirse iç başarıya ulaşmış olur.

Dış başarı ise başkaları tarafından gözlemlenebilen ve ölçülebilen çabalar sonucu ulaşılan kazançlardır. Daha üst bir gelir seviyesine ulaşma faaliyeti, şöhrete kavuşma, makam sahibi olma, üniversite mezunu olma, doktora derecesi alma, bir derneğe kendi isteğiyle başkan seçilme, arzu edilen bir partide üst düzey bir göreve gelme dış başarıya örnektir.

Ne yazık ki insanların çoğu iç başarıyı ihmal etmektedirler ve ancak dış başarıya ulaştıktan sonra içlerindeki boşluğu fark edebilmektedirler. Bu boşluğu fark ettikleri zaman iç başarıyla dış başarıyı dengelemeye çalışırlar, ama bu konuda sayısız ihmalleri olduğu için de denge kurmada çok zorlanırlar. Bu yüzden başarı ve mutluluk için böyle bir denge kurmak şarttır.

Zülfikar Özkan

18 Haziran 2017 Pazar

Bireysel Özgürlüğün Anahtarı: ÖZ DİSİPLİN

Haziran 18, 2017
Bireysel Özgürlüğün Anahtarı: Öz Disiplin

Çoğumuz bir şeyi bilmek ile yapmak arasındaki farkı deneyimlerimizden biliriz. İkisinin arasındaki köprünün adı ‘’Öz Disiplin’’dir. Ve çoğumuz o köprüden geçemeyiz. Rüyalarını gerçekleştiren kişi ile hayalde yaşayan kişi arasındaki farkın adı öz disiplindir.

Öz disiplin kısaca o an içinden gelmese bile havanda değilsen bile yapılması gerekeni yapabilmektir. Ertelemek, keyfe keder yaşamak, kolayı seçmek, kendine verdiği sözleri tutmamak nedeniyle çoğu insan bu köprüyü geçemiyor. ‘’Yapmak istiyorum ama…’’ ile ‘’Şuna rağmen yaptım.’’ Arasındaki farkın adı öz disiplindir.

Öz Disiplinin Kaynağı İçimizdedir

Her birimiz onu kendimiz bulmak zorundayız. Potansiyelimizin kilidini açacak ve hayatımıza kalite verecek olan sadece biziz. Anahtarın adı; öz disiplin.  Öz disiplin, içimizde ancak yaşamımızın sorumluluğunu aldığımız ölçüde çıkar, hayatımızı kolaylaştırır ve keyifli hale getirir. Koşulların mahkumu olduğunu düşünen ya da başarısızlıklar için başkalarını suçlayan insanlar, içlerinde çıkmak üzere bekleyen bu harikulade gücün nimetlerinden asla yararlanamazlar.

İrade gücü ‘’isteme gücü’’dür. Genellikle bir şeyi çok güçlü bir şekilde istiyorsak, bunun için gerekli olan disiplini de buluruz.

Nil Gün