Kitabın Adı: Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü
Yazarı: Aimee Bender
Çeviri: Suat Ertüzün
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 276
Şimdi biraz kitabın konusuna değinelim. Annesi, babası ve abisi ile yaşayan Rose bizlere çocukluğundan başlayıp 20'li yaşlarına kadarki yaşantısını anlatıyor. Küçük Rose bir gün annesinin limonlu pastasını tadarken , annesinin duygularını da tatmakta olduğunu keşfediyor. Hasta olduğunu zannediyor. Ama çok geçmeden anlıyor ki yiyecekleri yapan kişilerin ruh hallerini tadabilme yeteneği ile yaşamaya alışması gerekiyor.
Rose bu şekilde, annesinin başka bir adamla beraberlik yaşadığını anlıyor. Kitapta Rose’un abisinden de çok sık söz ediliyor. Sürekli bilim kitapları okuyan, yalnız kalmayı seven, hemen hemen her şeye tepkisizliklerle karşılık veren abisi ile ilgili çok tuhaf şeyler görüyor Rose.
Kitap ilerlerken Rose’un hayatının gidişatı ile birlikte abisine neler olduğunu da çok merak ediyoruz. Şu an spoiler olabileceği için ayrıntı vermek istemiyorum ama abisinin ara sıra ortadan kaybolmak gibi tuhaf davranışları ve çok ilginç hareketleri var. Ama kitap boyunca bu konuda merak giderici bir şeye rastlamıyoruz. En çok merak ettiğim şeyin tatmin edici bir açıklığa kavuşmaması içime oturdu diyebilirim. :)
Gelelim genel yorumlarıma. Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü’nü hiç sıkılmadan okudum. Duyduğum tek eksiklik, bazı karakterlerin en çok merak ettiğim taraflarına hiç değinilmemesiydi. Rose’un abisinin tuhaflıkları veya annesinin eşine aşık olmasına rağmen onu neden aldattığı gibi.
Mutlaka okunmalı diyemem. Çok etkileyici bir kitap değil çünkü. Ama akıcı ve farklı bir konusu var; sıkılmadan bitirebileceğiniz bir kitap.
Altını Çizdiklerim
Huzursuz edici bir şeyler hissediyorsam bile bunun, hızla bir bulutun arkasına geçip birkaç saniye içinde tekrar pırıl pırıl parlayan güneşten bir farkı yoktu. (sf 17)
Gününüz güzel geçmiyorsa gündüz vakti dışarı çıkıp alışveriş yapan yabancıları görmek kendinizi çok yalnız hissettirebilir. (sf 86)
Çocukların çoğu ilerideki hayatlarında ailelerinin kusurlu, kafası fena halde karışık insanlar olduğunu öğreniyorlardı zaten. (sf 120)
Berbat bir durumdayken sevdiğiniz birini görmek, minnetin en iyi barometrelerinden biridir. (sf 196)