27 Aralık 2017 Çarşamba
23 Ekim 2017 Pazartesi
Umut Mevsimi - Darien Gee
Merhabalar! :) Darien Gee'yi Dostluk Ekmeği kitabıyla tanımıştık hepimiz. Avalon kasabasında yaşamakta olan birkaç kadının derin ve duygusal yaşantılarını anlatan sıcacık bir romandı dostluk ekmeği.

Yazar: Darien Gee
Çevirmen: Esra Yüksel
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Sayfa Sayısı: 600
Dostluk Ekmeği'nin devamı niteliğinde olan ve yeni karakterlerle bezenmekle kalmamış, önceki kitaptan tanıdığımız karakterlere de yer verilmiş. Şimdi kısaca konusundan bahsedelim.
Bettie Shelton, Avalon kasabasında yaşayan kadınların katılımcısı olduğu Koleksiyon Defteri Hazırlama Derneğini kurmuş, neşeli ve hayat dolu bir kadındır. Dernek üyeleri belirli aralıklarla bir raya gelir ve kendi tarzlarına göre hazırladıkları defter sayfalarına istedikleri fotoğrafları yapıştırarak ya da notlar alarak, hatıralarını ölümsüzleştirdikleri bu koleksiyon defterlerini oluşturur ve fikir paylaşımlarında bulunurlar.
Isabel, kocasını trafik kazasında kaybetmiş bir kadındır. Kocası Isabel'i başka bir kadın için terk etmiş ve o kadından bir de çocuk yapmıştır. Çocuk sahibi olmayan Isabel bu duruma çok fazla içerlemiş ve üzülmüş bir durumdadır. Kocasının sevgilisi olan Ava ve çocuğu ile kasabada karşılaşınca da ne yapacağını şaşırır. Onlarla yüz yüze gelmek istemese de birçok kez karşısına çıkarlar...
Yvonne kasabaya yeni taşınmış olan, kasabadaki tek kadın tesisatçıdır. Yvonne, bir tesadüf eseri Isabel ile çok yakın arkadaş olur. Ve içinde sakladığı birçok sırrı, herkesten gizlediği geçmişini onunla paylaşır. Birçok gerçek su yüzüne çıkar.
Frances ise 3 oğlu ve kocasıyla huzurlu bir yaşam sürdürmektedir. Frances ve kocası, hep özlemini çektikleri kız çocuğuna sahip olmak için evlat edinmeye karar vermişlerdir. Fakat Çin'den evlat edinecekleri küçük kızın bazı sağlık problemleri vardır ve birçok başka sorunla da karşı karşıya geleceklerdir.

Şu anda aklıma gelmeyen birkaç karakter daha vardı. Yani anlayacağınız, bol karakterli, akıcı bir kitaptı Umut Mevsimi. Kafa dağıtmak ve günlük hayattan uzaklaşmak için okunacak kitaplar listesine alınabilir.
Ben yazarın tarzını, Debbie Macomber'ın stiline çok benzettim. Ama instagram üzerinden paylaşmış oldığum resmin altında da belirttiğim gibi, bu tarzda yazmaya başlayan birçok yazar ortaya çıkmış olsa da Debbie'nin yerini hiçbiri tutamaz ve Küçük mucizeler Dükkanı serisinin verdiği keyfi hiçbiri veremez... :)
Altını Çizdiklerim
Sırf yolda yürürken ayağın küçük bir taşa takıldı diye yürümekten vazgeçemezsin. (sf 414)
4 Eylül 2017 Pazartesi
Bir Zamanlar Arkadaştık - Tina Seskis
30 Ağustos 2017 Çarşamba
Geri Döneceksin - Maeve Binchy

Konu
Lena(Helena) Gray, 2 çocuğu ve kocasıyla sıradan bir aile hayatı yaşamaktadır. Ama oturdukları kasabayı ve

Bir gün, çok sevmiş olduğu o eski aşkı Lena'ya geri döner. Lena, o adamdan hamile kalır. Bir süre sonra da kocasını ve çocuklarını ardında bırakıp o adamla birlikte Londra'ya gider. Kadının kocasına bırakmış olduğunu intihar mektubu zanneden küçük kız, mektubu şömine ateşine atar ve ardından bir yığın yanlış anlaşılmalar başlar.

Genel Yorumlarım
Sürükleyici, sade anlatımlı, bir solukta okunabilecek bir romandı Geri Döneceksin. Yalnız Kadınlar Sokağı kadar hoşuma gitmedi ama yine de en az onun kadar akıcıydı. Okusanız da olur okumasanız da diyebilirim... Bu arada baş karakterlerden biri olan Lena'dan kitap boyunca nefret ettim. Hem çocuklarını çok seven anne gibi konuşuyor, hem de elin adamı için terk ediyor çocuklarını. Bir insanın bu kadar çelişkili davranabilmesi gerçek hayatta çok zor... Bu yüzden o karaktere bir türlü ısınamadım.
18 Ağustos 2017 Cuma
Yeşil Deniz Kabuğu - Sarah Jio
Selamlar:) Bir süredir siteye içerik giremiyorum ve yorumlamam gereken birkaç kitap birikmiş durumda. Hepsini telafi etmeye çalışacağım. :)
Çok merak ettiğim Yeşil Deniz Deniz Kabuğu kitabını birkaç hafta önce bitirmiştim. Kütüphaneden öğlen aldım. Öğleden sonra başladım ve akşam da bitirmiştim.
Hani hiç fark etmeden bitiriverdiğiniz, sayfa numaralarına bile bakmaksızın okuduğunuz kitaplar olur; o akıcılıkta bir kitaptı bu da.
Kitabın Adı: Yeşil Deniz Kabuğu
Yazarı: Sarah Jio
Çeviri: Fatma Zeynep Öztürk
Yayınevi: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Baskı Yılı: 2015

Konu
Kailey, nişanlısı Ryan ile çok mutlu bir beraberlik yaşamaktadır. Fakat yıllar önce hiçbir şey söylemeden ortalıktan kaybolmuş olan eski sevgilisi Cade'i hala unutamamıştır. Fakat nişanlısını da çok sevdiğine tüm kalbiyle inanmaktadır.
Ryan ile evlenmesine az bir süre kala Kailey, eski aşkı Cade ile karşılaşır. Ama adam onu hatırlayamayacak bir haldedir. Daha sonra Kailey'in de öğreneceği gibi, Cade beyin travması sonrası hafıza kaybına uğramış ve sokaklarda yaşamaya başlamıştır.
Kailey ikilemlerde kalır. Unutamadığı aşkına yardım edip onun peşinden gitmesi mi gerekiyor, eğer bunu yaparsa evleneceği adama ihanet mi etmiş olur?

Genel Yorumlarım
Kailey'in neler yaşayacağını aşırı bir biçimde merak ettim ve bir an bile elimden düşüremedim kitabı. Anlatımı son derece sade, bölümler arası geçişler çok merak uyandırıcıydı. Bazı bölümlerde Kailey'in şimdiki zamanda karşılaştığı zorluklar anlatılırken, bazı bölümlerde de eski aşkı ile olan geçmişi anlatılıyordu. Klasik Sarah Jio tarzı bir anlatım şekli yani.
Kafanızı uzaklaştıracak, zihninizi oyalayacak bir kitap arıyorsanız, Yeşil Deniz Kabuğu tam size göre. Aynı zamanda, kitap okumaya yeni yeni başlayacak olan arkadaşlarıma da sürekli Sarah Jio kitaplarını öneriyorum ben. Okumayı sevdirecek kadar müthiş yazıyor... Yepyeni bir sürü kitap yazması dileğimle... Hepiniz hoşça kalın... :)
Yorumlamış olduğum diğer Sarah Jio kitapları:
Mart Menekşeleri
Son Kamelya
Gündüzsefası
1 Haziran 2017 Perşembe
Bir Bavul Hayal - Kate Alcott
Konu
Tess, başarılı bir terzidir fakat bu alanda kendini kanıtlama şansını bulamıyordur. Titanic gemisinin son seferi sırasında, orada bulunan bir Leydi tarafından işe alınır. Tess de titanic ile yolculuk yapacaktır.
Titanic bir buz dağına çarpar fakat Tess, gemide tanıdığı bir adam sayesinde cankurtaran filikasına binmeyi başarır ve kurtulur. Bu sırada, işe alındığı hanımı hakkında çıkan dedikodular, gemide tanıştığı iki adam arasında bir aşk ikilemi yaşayışı Tess'i yorar.
Genel Yorumlarım
Kitabın ilginç bir konusu var gibi gelmişti bana okurken, herhalde çok etkilenirim diye tahmin ediyordum. Fakat tam bir hayal kırıklığı oldu :( Anlatımı biraz yavan buldum, erteleye erteleye okudum.
Kitabın sonu da beni hiç şaşırtmadı; karakterlerin de yeterince derin olduğunu düşünmüyorum.

Yani bence okumasanız da olur, tam olarak zaman kaybı denemez ama bu zamanı başka kitaplara ayırmanızı tavsiye ederim :)

Altını Çizdiklerim
Ölümle burun buruna gelmek bana istediğim şeyi yapıp söylemem ve kimseyi umursamamam gerektiğini gösterdi. Hayat çok kısa, bir şey üzerinde uzun zaman düşünmeye değmez. (sf 238)
5 Mart 2017 Pazar
Minyatürcü - Jessie Burton
Herkese selam! :) Bir süredir kitap yorumlayamıyordum; sonunda fırsat bulabildim. :) Epsilon yayınlarından çıkan, Jessie Burton'un Minyatürcü kitabını ilk olarak internette görmüştüm ve kapağı sayesinde epey ilgimi çekmişti. Yaklaşık 1 hafta önce de kütüphanede denk geldim ve ödünç aldım.
[caption id="attachment_931" align="aligncenter" width="300"]

Konusu
Olaylar, 1686 senesinde gerçekleşmeye başlıyor. 18 yaşındaki Nella, saygın bir tüccar olan Johannes ile evleniyor. Çok sevdiği muhabbet kuşu ve eşyalarıyla birlikte kocasının evine geliyor. Samimi bir karşılama beklerken, sivridilli ve soğuk biri olan görümcesi Marin karşılıyor onu.
Bir süre sonra, sonunda kocası Johannes de eve geliyor. Johannes, Nella ile hiç vakit geçirmeyip tüm zamanını çalışma odasında geçiren bir adam. Nella da bu yüzden zamanını, hizmetçi Cornelia, siyahi uşak Otto ve görümcesi Marin'le geçirmek durumunda kalıyor.
Johannes bir gün Nella'ya, düğün hediyesi olarak, oturdukları evin, dolap büyüklüğünde bir minyatürünü hediye ediyor. Nella, minyatür evi biraz süsleyebilmek için, rehberde gördüğü bir reklam ilanındaki minyatürcüye mektup yazarak bazı minyatür parçalar sipariş ediyor. Sipariş ettiği parçalardan sonra, Nella'nın talep etmediği bazı minyatürler de gelmeye devam ediyor. Nella minyatürcünün bir kahin olabileceğini düşünüyor; çünkü gönderdiği minyatürler tamamen gerçekçidir ve evde yaşayanların, hatta muhabbet kuşunun bile minyatürleri gelir.
Nella bu gizemi çözmek, minyatürcüyü bulmak için çabalar. Bu süreçte, aileye ait bazı gizemler ve tehlikelerle karşılaşır.
Genel Yorumlarım
Çok ilginç ve sürükleyici bir konusu vardı; gizemler içinde gerçekleşen tüm bu olay örgüsü harikaydı. Fakat anlatım açısından biraz yavaş ilerliyordu; çoook merak ettiğim o gizemli olaylar olmasa çok sıkıldım diyebilirim.
Bir de kitap boyunca minyatürcünün kim olduğunu ya da o kehanetleri nasıl bilebildiğini merak ediyorsunuz fakat buna dair tatmin edici bir cevap bulamıyorsunuz... En çok da bu yüzden kitap bittiğinde içim sıkıldı; merak ettiğim birçok şeyin cevabını bulamadım...
Kitabın sonunda ise çok büyük şoklar yaşadım; hiç beklemediğim şeyler gerçekleşti. İlginç bir konuyu işlemesi bakımından okunmaya değer bir kitap diyebilirim. Ama şiddetle tavsiye ederim diyemeyeceğim...
Altını Çizdiklerim
Deniz, karanın asla sahip olamayacağı bir şeydir madam. Aynı kalabilen hiçbir toprak parçası yoktur. (sf 54)
12 Ocak 2017 Perşembe
Mart Menekşeleri - Sarah Jio
Mart Menekşeleri kitabını ilk kez çok uzun zaman önce görmüştüm kitapçıda. Merak etmiştim; ama okumak şu günlere nasip oldu. : ) Kısaca konusundan bahsedip genel yorumlarımı yazacağım.
Kitabın Adı: Mart Menekşeleri
Yazarı: Sarah Jio
Çeviri: Nihan Giray
Yayınevi: Arkadya
Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2012
Konu
Ünlü bir yazar olan Emily, kocası Joel tarafından aldatılır ve terk edilir. Emily, büyük yengesi Bee’nin daveti üzerine Bainbridge adasına gider. 1 ay kalıp dinlenmek ve duygusal yaralarını iyileştirmek ister. Bee yengenin evinde yıllardır kullanılmayan bir odada kalmaya başlar ve çocukluğunda çokça vakit geçirmiş olduğu adanın keyfini çıkarır.
Ve bir gün, kaldığı odadaki çekmecede eski bir günlük bulur ve okumaya başlar. Geçmiş yıllara dair aile sırlarını, en yakınında olan ve aslında hiç tanımadığı insanlara ait gizli gerçekleri keşfeder ve günlüğünü okuduğu kadının yaşamındaki birçok şeyin, kendi yaşantısına nasıl yansımış olduğunu anlar.
Genel Yorumlarım
Yine elimden bırakamadığım ve bir çırpıda bitirdiğim, sağlam kurgulu bir Sarah Jio romanı… etkileyici karakterler, duygusal sahneler, yapboz parçaları gibi okudukça yerine oturan karmaşık olaylar zinciri ile gerçekten etkileyici bir kitaptı. Son sayfalarda öyle çok şaşırdım ki, on dakika etkisinden kurtulamadım diyebilirim. : )
11 Ocak 2017 Çarşamba
Aşktan da Fazla - Denise Robins
Şimdiye kadar okuduğum en etkileyici romanlardan biri olan Aşktan da Fazla’yı yorumlamak istiyorum. Eskiden romantizm kokan kitapları hiç sevmezdim; saçma bulurdum. Ama bu kitapla birlikte fikrim tamamen değişti. Önce biraz konusunu anlatayım.


Konu
Ebeveynleri ölünce kimsesiz kalan Rosalinda, bir manastır okuluna gider. Buradan mezun olunca sekreterlik yapmaya başlar. Bu arada müziğe ve baleye olan ilgisi, manastır okulundaki kısıtlı yaşamıyla birlikte iyice artmıştır. Çalışmaya başlayınca sürekli bale, tiyatro ve operalara gider.
Bir gün kuğu gölü balesini izlerken, rastgele yanına oturmuş olan Richard’la tanışır. Aralarında bir bağ oluşur ve görüşmeye başlarlar. Richard, Rosalinda’dan 15-20 yaş büyüktür ve evlidir. ve bir kız babasıdır; ama sadece zenginliği için kendisiyle evlenen karısını hiç sevmez.
Böylece Rosalinda gel-gitler ve duygusal çatışmalar içinde kalır. Fakat sonunda aşk kalbini ele geçirir ve Richard'ın metresi olarak hayatına devam eder; tüm kalbiyle ve bedeniyle ona ait olur. Ve ortaya dokunaklı, heyecanlı, hiç bitmemesini istediğimiz bir aşk hikayesi çıkar.
Genel Yorumlarım
Kitaptaki karakterler öyle gerçek, öyle etkileyiciydi ki sanki hakikaten birinin günlüğünü okuyormuşum hissine kapılıyordum. Kitap biterken içimden, keşke bitmese diyip duruyordum. Richard ve Rosalinda’nın arasındaki aşk gerçekten çok ama çok dokunaklı geldi bana…
Anladığım kadarıyla bu kitabın yeni baskısı yok ve temin etmek biraz zor. Ben kütüphanede denk gelmiştim; fakat sahaflarda bu kitabı arayıp bulmayı hedefliyorum; beni böylesine etkileyen bir kitabın mutlaka kitaplığımda olması gerekiyor… Defalarca okumak üzere. : )

Altını Çizdiklerim
Hayat beni yenmeyecekti, ben yaşamasını başaracak, bana zalim davranan dünyayı ayaklarımın altına alacaktım. (sf 54)
-Neden ıstırap ve güzellik daima el ele yürürler Richard?
-Çünkü güzellik insanoğlunun idealidir. İdealine ulaşmak isteyen, haliyle acı çeker. (sf 346)
10 Ocak 2017 Salı
Seni Düşünüyorum - Barbara Cartland
[caption id="attachment_871" align="aligncenter" width="300"]


Konu
Birkaç gün önce bitirmiş olup buraya yorumunu yazdığım Yalnızlar Şöleni kitabındakine çok benzeyen bir konusu vardı Seni Düşünüyorum'un.
Genç ve güzel bir kız olan Samantha, kilise kermesi sırasında, ünlü bir moda fotoğrafçısı tarafından keşfediliyor ve modellik yapmak üzere Londra'ya gidiyor. Burada kokteyllere, yemeklere, davetlere katılıyor; birçok ünlü isimle karşılaşıyor ve güzelliği herkesi büyülüyor.
Samantha, yine bir davette tanıştığı David isimli genç bir yazara aşık oluyor. Fakat Samantha evlenmeden önce bir erkekle birlikte olmayı günah bildiği için ve David ona sadece gecelik bir ilişki olarak baktığı için birçok ayrılık ve tartışma yaşıyorlar.
Genel Yorumlarım
Okuyucular olarak Samantha'nın duygusal zayıflıklarını, tecrübe ettiği üzüntüleri ve sevinçleri onunla birlikte derinden hissediyoruz.
Şunu belirtmeliyim ki kitaptaki her bir karakter ayrı ayrı gıcık oldum, sanki gerçekten yaşıyorlarmış gibi hissettim doğrusu. : )
Samantha'nın bu kadar aklı havada oluşu, David'in klasik erkek tripleri falan midemi alt üst etti... eh, bir kitapta çok sevdiğiniz bir karakter yoksa kitap ne kadar sürükleyici olursa olsun ruhunuza dokunamıyor. Seni Düşünüyorum da böyle bir kitaptı benim için. Akıp giden, sürükleyici bir anlatımı var; çabucak bitti. ama en azından sempatik ve derin bir karakter olsaydı keşke ve bu kadar çok klişe içermeseydi... Olaylar bu yüzden yüzeysel kalmıştı biraz.
Yani: okusanız da olur; vakit geçer. Ama okumazsanız hiçbir şey kaybetmiş olmazsınız.
Herkese iyi okumalar diliyorum : )
8 Ocak 2017 Pazar
Son Kamelya - Sarah Jio

Yazarı: Sarah Jio
Çeviri: Ayhan Ece Şirin
Yayınevi: Arkadya
Sayfa sayısı: 345

Konu
Flora Lewis, geçmişte yaşamış olan karakterimiz. Sahibi oldukları fırının işlerinde anne babasına yardım eden bir genç kız. Ama yine de durumları kötü ve borçları var; üstelik anne babası oldukça yaşlı.
Bir fırına gelen bir müşteri, Flora'ya bir iş teklifinde bulunur. Livingston köşküne dadılık yapmak için gidecek ve bu süre içinde, çok değerli bir çiçek olan bir kamelya türünü araştırıp bunu bildirecek. Yani çiçek hırsızlığına yardım etmiş olacak.
Flora bunu ilk önce çok olumsuz karşılasa da ailesinin ne kadar zor durumda olduğunu anlayınca işi kabul ediyor ve Londra'ya gidiyor.
Anneleri ölmüş olan 4 çocuğa ve evin sahibi olan Lord'a uzun süre alışamıyor ama işleri yoluna sokmanın yollarını bulmaya çalışıyor.

Günümüzde yaşayan karakter ise Addison Sinclair. Addison'un kocasının ailesi Livingston köşkünü satın almış. Addison ve kocası da köşke tatile geliyor. Uzun yıllardır burada hizmetçilik yapmakta olan Bayan Dilloway de hala burada yaşıyor.
Addison evi keşfederken birçok sırla ve tesadüfle karşılaşıyor, geçmişte kalmış çeşitli gizemleri ortaya çıkarıyor.

Genel Yorumlarım
Sonnnnnn derece heyecanlı, sayfaların nasıl ilerlediğini anlayamadan bitirdiğim bir kitaptı Son Kamelya... Özellikle son kısımları daha da heyecanlıydı.
Karakterler gerçekçi, kurgu sağlam ve konu da oldukça ilgi çekici ve aksiyonluydu. :) Yanii şiddetle tavsiye ettiğim kitaplardan biri oldu Son Kamelya. Bu kitapla birlikte Sarah Jio'nun kalemine olan sonsuz güvenim arttı. Herkese iyi okumalar diliyorum...
Altını Çizdiklerim
Bu anıyı zihnimden atmaya çalıştım. Önümde duran güzelliğe odaklanıp, geçmişin çirkin yüzünü arkamda bırakmak istiyordum. (sf 153)
25 Aralık 2016 Pazar
Yalnızlar Şöleni - Cynthia Freeman


Janet 19 yaşındayken, ünlü bir manken olma hayaliyle Kansas'tan New York'a geliyor. Güzelliği sayesinde kısa sürede ünlü dergilere çıkmaya başlıyor.
Ama Bill'e aşık oluyor ve bu aşk ilk başta platonik gibi görünse de çok geçmeden karşılıklı, tutkulu bir aşka dönüşüyor ve evleniyorlar. Bill kendini evliliğe hazır hissetmediği halde, Janet'sız yapamadığı için onunla evleniyor ve Janet de çalışmayı bırakıyor. Her şey çok güzel giderken ikisinin de ummadığı şeyler gerçekleşiyor ve yıllar sonrasının pişmanlıkları, duygusal çalkantıları eşliğinde hayatları değişmeye başlıyor.

21 Aralık 2016 Çarşamba
İntikam Meleği - Sidney Sheldon

Konu
Kısaca konusundan bahsedelim. Baş karakterimiz Tracy, bebek bekleyen, evlenmek üzere olan ve nişanlısı Charles'a deli gibi aşık bir kızdır. Bir gün Tracy'nin annesi intihar eder ve Tracy olan biteni annesinin bir dostundan öğrenir. Annesi dolandırılıp aile şirketi iflas edince çareyi intihar etmekte bulmuştur.
Tracy annesini dolandırıp babasından kalan şirketi iflasına sebep olan dolandırıcıyı bulup intikam almak ister. Ama bazı talihsizlikler ve sürprizlerle karşılaşınca kendini hapiste bulur. Ama çok geçmeden suçu bağışlanır ve tekrar çıkar. Bu arada nişanlısı Charles onu terk etmiştir.
Tracy'nin intikam alacağı insanlar epey birikmiştir ve çok sağlam intikam planları yapar. Hayatının geri kalanı oldukça heyecanlı geçer.
Genel Yorumlarım
Kitaba ilk başladığımda sıradan bir aşk hikayesiyle karşılaşacağımı düşünmüştüm. Ama okudukça olaylar gelişti ve daha etkileyici bir hale geldi. Soluksuz okunan bir kitaptı İntikam Meleği. Yeni baskısı yok ama bence kesinlikle tekrar basılmalı. Sidney Sheldon'un başka kitaplarını da hevesle okuyacağımı tahmin ediyorum. Şimdilik hoşçakalın, iyi okumalar... : )
Altını Çizdiklerim
Bazen hayat insana haksızlık yapabilir, diye düşündü. Haksızlıkların acısını çıkarmak da bize düşer. (sf 238)
20 Aralık 2016 Salı
Doğum Günüm Kutlu Olsun-Colin Higgins

Konu
Harold isimli genç adam, zengin ve varlıklı bir ailenin çocuğudur. okuldan ayrılır. Birçok tuhaf hareketi vardır ve annesi onun tuhaflıklarından kurtulup normal bir insan gibi davranmasını arzulamaktadır.
Harold, cenazeleri seyretmekten ve mezarlıkları ziyaret etmekten hoşlanıyordur. Bir gün ölü gömme işlemlerini izlerken, 79 yaşında bir kadın olan Maude ile karşılaşır. O da aynı Harold gibi cenaze izlemeyi seven ve kendine özgü tuhaflıkları olan birisidir. Tek başına yaşayan bu yaşlı kadın ve Harold birlikte çok zaman geçirirler ve Harold onunla evlenmek ister.
Genel Yorumlarım
İnce ve hemen bitiveren bir kitaptı. Altını çizdiğim bazı cümleler oldu ve felsefe, tanrı, dünyanın varlığı ve çevreye bakışımız adına bazı düşünceler yer alıyordu kitapta. Ama beni çok etkilemedi nedense. Okusam da olurmuş okumasam da diyebileceğim bir kitap. Harold and Maude isimli filmi de çekilmiş; belki de film daha etkileyicidir.

Altını Çizdiklerim
'Arabalar gelip geçicidir' derdi. 'İnsanın hayat boyunca kullanması gereken taşıt kendi bedenidir.' (sf 106)
4 Aralık 2016 Pazar
Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece-Kristin Hannah

Kristin Hannah’nın diğer kitaplarını da okuma isteği uyandıracak kadar etkilemedi bu kitap beni. Şimdi kısaca konusundan bahsedip genel yorumlarıma geçeceğim. : )

Konu
Bir kasabada, büyük bir ağacın dalları arasında saklanmış küçük bir kız bulunuyor. Korkak ve yabani tavırlar sergileyen ve kimsesi olmayan bu küçük kızla ilgilenen polislerden biri olan Ellie, kardeşi Julia’nın küçük kızı iyileştirebileceğini ve konuşturabileceğini düşünüyor.
Başarılı bir prikiyatrist olan Julia, yakın zamanda yaşadığı mesleki bir skandal dolayısıyla medyada pek iyi anılmıyor ve insanlar tarafından kınanıyor. Ama Ellie kardeşine güveniyor ve onu doğup büyüdükleri kasabaya çağırıyor. Ellie ve Julia, küçük kızın bakımını üstleniyor. Bu süreç boyunca çok fazla zorlukla karşılaşıyorlar . Aynı zamanda 2 kardeş arasında da gün yüzüne çıkan gerçekler ve sırlar onları birbirine yakınlaştırıyor.

Genel Yorumlarım
Kitaba ilk başladığımda, konu ve ilerleyiş çok hoşuma gitti. Son kısımlara kadar çok fazla sıkılmadan devam ettim. Kitap boyunca genel olarak tek adrenalin, küçük kızın tedavi süreciydi aslında. Diğer karakterler veya ana karakterlerin aşk hayatından bahsedilen bölümlerde çok sıkıldım. Sonlarda ‘bitse de gitsek’ modundaydım.
Bu arada Ellie karakterine nedense hiç ısınamadım; soğuk ve tuhaf geldi. Okuduysanız Ellie’yi nasıl bulduğunuzu yoruma yazarak merakımı giderirseniz mutlu olurum. : )