27 Şubat 2017 Pazartesi

Evlenmek ya da Evlenmemek

Merhabalar. : ) Alberto Moravia’nın, Romalı Kadın isimli kitabını okumaya başlamıştım bugün. 38. Sayfada denk geldiğim bir paragrafı okuyunca, evlilik hakkındaki düşüncelerime tercüman olduğunu hissettim ve sizlerle paylaşmak istedim.

 Bir kadın ister çalışıyor olsun ister ev hanımı olsun, evlendiği ve çocuk sahibi olduğu zaman başına gelen birtakım şeyler vardır.  Ve bunlar hiç de iyi şeyler değillerdir. İşte bu sebepleri üstünkörü anlatan o cümleler…

rsz_evlenmek_ya_da_evlenmemek

(Adriana, 18 yaşında bir kız. Ressamlara modellik yaparak kazanıyor. Bir şoför olan sevgilisini annesi ile tanıştırmaya getiriyor ve konuşmalar bu yemek sırasında gerçekleşiyor. Kızın annesi, çok güzel olan Adriana için büyük hayallere sahip; onun çok başarılı bir kadın olmasını arzu ediyor ve basit biriyle evlenmesini istemiyor.)

-Adriana’nın ressamların önünde soyunmasını kafam almıyor bir türlü.

-Sebep?

-Ahlaki bir şey değil de ondan.

-Ahlaki bir şey değil ha? Peki ama, senin ahlaki dediğin nedir? Tanrının günü belini ağrıtmak, çalışıp didinmek, bulaşık yıkayıp ütü yapmak, ortalık süpürmek, yerleri silip cilalamak, sonra da akşam olunca, yemek yer yemez zıbarmaya giden ve yüzünü duvara döndüğü gibi de horlamaya başlayan kocanızın yorgun argın eve geldiğini görmek…bu mu senin ahlaki dediğin şey?

Canını feda, saçını süpürge etmek, moruklaşıp çirkinleşmek, sonunda geberip gitmek, bu mudur ahlaki olan? Ben size bir şey diyeyim mi ? insan bir kez geliyor dünyaya, gözümüzü kapadık mı kapadık, tamam… sizin de, ahlaki dediğiniz şeylerin de canı cehenneme.