25 Aralık 2016 Pazar

Yalnızlar Şöleni - Cynthia Freeman

Aralık 25, 2016
 Herkese selamlar! :) Yalnızlar Şöleni isimli kitabı az önce bitirdim. Her bir karaktere söylemek istediğim öyle ok şey birikti ki içimde. Pembe dizi tadındaki bu etkileyici kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum.

yalnizlar_soleni_kitap_yorumu

cute-hearts-t6
Konu

  Janet 19 yaşındayken, ünlü bir manken olma hayaliyle Kansas'tan New York'a geliyor. Güzelliği sayesinde kısa sürede ünlü dergilere çıkmaya başlıyor.

Ama Bill'e aşık oluyor ve bu aşk ilk başta platonik gibi görünse de çok geçmeden karşılıklı, tutkulu bir aşka dönüşüyor ve evleniyorlar. Bill kendini evliliğe hazır hissetmediği halde, Janet'sız yapamadığı için onunla evleniyor ve Janet de çalışmayı bırakıyor. Her şey çok güzel giderken ikisinin de ummadığı şeyler gerçekleşiyor ve yıllar sonrasının pişmanlıkları, duygusal çalkantıları eşliğinde hayatları değişmeye başlıyor.

cute-hearts-t6
Genel Yorumlarım

  Aklımı tamamen dolduran, karakterlerin oldukça gerçekçi olduğu son derece sürükleyici bir kitaptı Yalnızlar Şöleni. Bazı yerleri klişe gibi gelse de genel olarak çok güzeldi.

  Kitabı bitirdiğimde şunu hissettim: Karakterlerin hayatını kendi düşüncelerimi epey etkilemiş ve kendime birçok ders çıkarmışım.

Neyse. :) Özellikle tavsiye edeceğim kadar muazzam bir kitap değil ama sizi içine çeken olayları ve karakterleri yönünden çok başarılı oluşu okumaya değer bence.

22 Aralık 2016 Perşembe

Dorotea'nın Şarkısı - Rosa Regas

Aralık 22, 2016
  Herkese selam :) Fazla sürükleyici olmayan, fakat konusu ve karakterleri ilgimi çektiği için sonuna kadar okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim: Dorotea'nın Şarkısı.

doroteanin_sarkisi_rosa_regas_kitap_yorumlariKitabın Adı: Dorotea'ın Şarkısı

Yazarı: Rosa Regas

Çeviri: Pınar Savaş

Yayınevi: Can yayınları (İspanyol Edebiyatı)

Sayfa Sayısı: 256

divider_pink
   Konu

  Madrid Üniversitesinde öğretim görevlisi olan Aurelia, kır evinde yaşayan hasta ve felçli babasına bakması ve eve çeki düzen vermesi için Adelita adlı bir kadınla anlaşıyor. Adelita bütün işlere yetişiyor ve çok iyi bir hizmet sunuyor. Ev sahibi Aurelia da tatillerde ve fırsat bulduğu zamanlarda kır evinde vakit geçiriyor.

Kısa süre sonra Aurelia'nın babası vefat ediyor. Bundan bir süre sonra da Aurelia, değerli bir mücevherinin çalınmış olduğunu fark edip şikayette bulunuyor. Bu olayla birlikte karşısına, hizmetçi Adelita hakkında öyle çok skandal ve şok edici gerçekler çıkıyor ki psikolojik açıdan biraz anormalleşmeye ve hayatındaki bazı şeyleri sorgulamaya başlıyor.

divider_pink
Genel Yorumlarım

  Konu itibariyle gerçekten ilgimi çeken bir kitap oldu Dorotea'nın Şarkısı. İlerleyiş bakımından şunu söyleyebilirim ki bazı kısımlar aşırı sürükleyiciyken bazı kısımlar biraz sıkıcıydı. Okusanız da okumasanız da olur diyebileceğim bir kitaptı kısacası. :)

divider_pink
Altını Çizdiklerim

Kıskançlık, imgelemin ve bilincin her yarığından içeri sızan yılanlardır. (sf 119)

Çok güzel bir akşamüstüydü ''dinlencenin kutsal saati'', batmakta olan güneşin son ışıkları manzarayı yumuşatıyor, önündeki evin güneşte pişmiş, rüzgarlar ve yağmurlarla altın rengine bürünmüş taşlarını, duvarlarını, hatta yosun kaplamış çatısını daha da güzelleştiriyordu. (sf 119)

21 Aralık 2016 Çarşamba

İntikam Meleği - Sidney Sheldon

Aralık 21, 2016
Merhaba:) İntikam meleği kitabınsa başlarken, bu kadar güçlü ve etkileyici bir kurguyla karşılaşacağımı tahmin etmiyordum.

kitap

Konu


Kısaca konusundan bahsedelim. Baş karakterimiz Tracy, bebek bekleyen, evlenmek üzere olan ve nişanlısı Charles'a deli gibi aşık bir kızdır. Bir gün Tracy'nin annesi intihar eder ve Tracy olan biteni annesinin bir dostundan öğrenir. Annesi dolandırılıp aile şirketi iflas edince çareyi intihar etmekte bulmuştur.


_sidney_sheldon_intikam_melegi_kitap_yorumlarim  Tracy annesini dolandırıp babasından kalan şirketi iflasına sebep olan dolandırıcıyı bulup intikam almak ister. Ama  bazı talihsizlikler ve sürprizlerle karşılaşınca kendini hapiste bulur. Ama çok geçmeden suçu bağışlanır ve tekrar çıkar. Bu arada nişanlısı Charles onu terk etmiştir. 


Tracy'nin intikam alacağı insanlar epey birikmiştir ve çok sağlam intikam planları yapar. Hayatının geri kalanı oldukça heyecanlı geçer.



kitap


Genel Yorumlarım


Kitaba ilk başladığımda sıradan bir aşk hikayesiyle karşılaşacağımı düşünmüştüm. Ama okudukça olaylar gelişti ve daha etkileyici bir hale geldi. Soluksuz okunan bir kitaptı İntikam Meleği. Yeni baskısı yok ama bence kesinlikle tekrar basılmalı. Sidney Sheldon'un başka kitaplarını da hevesle okuyacağımı tahmin ediyorum. Şimdilik hoşçakalın, iyi okumalar... : )


kitap


Altını Çizdiklerim


Bazen hayat insana haksızlık yapabilir, diye düşündü. Haksızlıkların acısını çıkarmak da bize düşer. (sf 238)


20 Aralık 2016 Salı

Doğum Günüm Kutlu Olsun-Colin Higgins

Aralık 20, 2016
Merhabalar.  : )163 sayfalık, 1 gün içinde bitirdiğim ve pek beğenemediğim bir kitap olan Doğum Günüm Kutlu Olsun'dan bahsedeceğim. 

_dogum_gunum_kutlu_olsun_colin_higgins_kitap_yorumu

Konu

Harold isimli genç adam, zengin ve varlıklı bir ailenin çocuğudur. okuldan ayrılır. Birçok tuhaf hareketi vardır ve annesi onun tuhaflıklarından kurtulup normal bir insan gibi davranmasını arzulamaktadır.

Harold, cenazeleri seyretmekten ve mezarlıkları ziyaret etmekten hoşlanıyordur. Bir gün ölü gömme işlemlerini izlerken, 79 yaşında bir kadın olan Maude ile karşılaşır. O da aynı Harold gibi cenaze izlemeyi seven ve kendine özgü tuhaflıkları olan birisidir. Tek başına yaşayan bu yaşlı kadın ve Harold birlikte çok zaman geçirirler ve Harold onunla evlenmek ister.

Genel Yorumlarım

İnce ve hemen bitiveren bir kitaptı. Altını çizdiğim bazı cümleler oldu ve felsefe, tanrı, dünyanın varlığı ve çevreye bakışımız adına bazı düşünceler yer alıyordu kitapta. Ama beni çok etkilemedi nedense. Okusam da olurmuş okumasam da diyebileceğim bir kitap. Harold and Maude isimli filmi de çekilmiş; belki de film daha etkileyicidir.

ayrac-5

Altını Çizdiklerim


'Arabalar gelip geçicidir' derdi. 'İnsanın hayat boyunca kullanması gereken taşıt kendi bedenidir.' (sf 106)

19 Aralık 2016 Pazartesi

İple Kardan Adam Yapımı

Aralık 19, 2016
  Buz gibi bir Aralık gününden herkese selam! :) Yılbaşı geldi çattı; bende de yılbaşı ruhuyla süsleme telaşı başladı. Genelde lambaların etrafında avize görevi görmesi için yapılan bir tasarımı kardan adam şeklinde uyarladım. Bu fikri bir resimde görmüştüm; kendimden bir şeyler katarak farklı bir hale getirdim.



İsterseniz malzemeleri sıraladıktan sonra yapım aşamalarına geçelim. :)

  • Beyaz ip (ben biraz kalın olmasını tercih ettim)

  • 2 Adet Balon

  • Tutkal

  • Sim

  • Düğme

  • 2 adet dal parçası (kollar için)

  • Atkı için kumaş ve jüt ipi/hasır ip


1. Öncelikle tutkalı bir tabağa döktüm, göz kararı su kattım biraz. Ne katı ne de sıvı olmayacak şekilde olmasına dikkat ettim. Ardından içine gümüş rengi sim döktüm. Böylelikle kardan adam ışıl ışıl olacaktı.



2. Balonları şişirdim. Birisi kafa, birisi vücut yerine geçeceği için büyüklüklerini ona göre ayarladım.

Balonlara ipi sarmaya başladım. Sarmaya başlamadan önce ve bitirdikten sonra da balonun ağız kısmına ipi bağlamayı unutmadım.

Bu işlem birazcık zahmetli oluyor ama gerisi kesinlikle çok kolay. : )



3. İp sarılmış balonları, her yanı ıslak olacak şekilde tutkala daldırdım. Sonra da ağız kısmında kalmış olan ipi biraz uzun kesip, balonu hiçbir yere temas etmeyecek şekilde tavana astım. Bunun için balkonunuzu kullanabilirsiniz.



4. Kuruyana kadar yaklaşık 1 buçuk gün geçti. Kalemin arkasıyla balonu sertleşmiş ipin aralarından bastırdım. Böylece balon ve ip arasındaki yapışkanlık ortadan kalktı.

Sonra balonu parlattım. Ses çıkmamasını ve etrafa hiç sim saçılmamasını istiyorsanız balonu ağız kısmından kesmeyi de tercih edebilirsiniz. : )



5. Sonra, jüt ipini kalın bir iğneye geçirdim ve iki yuvarlağı birbirine dikmeye başladım. İlk başta uğraşlı olacak gibi gelmişti bana ama sonra çok kolay ve keyifli olduğunu hissettim.





6. Kolları da aynı şekilde jüt ipi ile kenarlara diktim. Bunların nasıl çok sağlam olabileceğini bilemedim ama bu yöntem yeterli geldi geldi bana.



7. Düğmeleri de tutkalla yapıştırdıktan sonra turuncu post-it kağıdını üçgen şekilde kıvırıp burnunu bol yapıştırıcı ile yapıştırdım.

Eski bir çantamın astarından kestiğim parçaları diktim ve atkının uç kısımları için jüt ipini iğne yardımıyla sıra sıra geçirip bağladım. Bunun için başka fikirler de üretilebilir; benim yöntemim biraz uğraşlı oldu çünkü...



Ve işte kardan adamımızın son hali! : )

14 Aralık 2016 Çarşamba

Alıntı: Psikeart-ZAMAN

Aralık 14, 2016
Psikeart dergisi 44. Sayıdan Alıntılar

psikeart_dergisi_alintilari

- Zaman her şeyin ilacı mıdır?

- Zamanı nasıl geçirdiğinize bağlı olarak değişir. Zamanı atlayarak yaşayanlar için zaman ilaç olamaz. Ama zaman, yayanlarda, acısını hissedenlerde bir ilaç görevi görür.

-Her şeyin bir zamanı var mıdır?

- Her şeyin zamanı aslında o andır; ertelemek zamanı kayıp ettirir, kaybolan zamanlar geri gelmez, geri gelmedikçe zihin onlara takılır durur. (Kültegin Ögel)

divider_ribbon2

Rahatsız edici durumlarda hızlanıp, düşünmeden hızlı hızlı gereken işleri bitirmek ve sonra rahat rahat koşulların keyfini çıkarmak; sevdiğin insanlara ve işlere savurganca zaman ayırmak benim güneşte koşturup gölgelerde yavaşlamaktan kazandığım bir yaşam tarzına dönüşmüştür.

Böylece benim ikili zaman kullanımı sistemim olmuştur. Böylece güzel zamanların keyfini çıkarırsınız; zor koşullarda da fazla düşünmeden hızlı hızlı iş bitirirsiniz! (Emine Zinnur Kılıç)

divider_ribbon2

‘’Bugünü Yaşama Arzusu’’ kitabında Yalom, geçmiş anılar ve gelecek özleminin yalnız memnuniyetsizlik yarattığını, zihinsel dinginliğe giden yolun şu anı gözlemekte ve farkındalığımızdan oluşan nehirde rahatsız edilmeden akıp gitmesine izin vermekte yattığını belirtmiştir.

Bu farkındalık, zamanın bütünselliğini kavramayı içermektedir. Tek bir zaman dilimine taılıp kalmak, tamamlanmamış bir iş olarak sürekli o anı yaşamaya çalışmak, beraberinde psikopatolojiyi getirecektir.

***

İnsanlar ne istediklerinin, neler hissettiklerinin farkında değillerse, duygu, düşünce ve davranışları üzerinde denetimleri yoktur. Bu kişiler, seçimlerini özgürce yapamazlar. Kırık bir plak gibi hep anı nağmeyi mırıldanıp, tamamlayamadıkları yaşantılarını bir şekilde bütünlemek için çaba harcarlar. Bu, asıl sorunun ne olduğunu kavrayıncaya kadar süren bir arayıştır. Bu süreç içinde kişi, özgürlüğünü yitirmiş, alışkanlıklarının esiri olmuştur.


Yaşam, gelecekteki bir ‘umut’ ya da geçmişte ‘tamamlanmamış bir işi bitirme çabasından’ çok, şimdiyi yaşamaktır. Kişi, şimdiyi yaşamaya başladığı andan itibaren kendini fark edecek ve gereksinmelerine daha duyarlı olacaktır.

***

Bireyin sorunlarını çözebilmesiiçin öncelikle yaşamın akıp gittiğini bilmesi gerekmektedir. Yaşamın akıp gittiğini bilmek, sürekli değişen olayların yaşanmakta olduğunun farkına varılmasını sağlar.

***

Geçmiş geride bırakılan ancak yine de anımsanarak yaşanabilen bir zaman boyutudur.

***

Sorunların ortaya çıkması ile birlikte, kişi bunların üstesinden nasıl geleceğini bilemediği takdirde, yani ‘Şu an’ ile başa çıkamadığında, gelecekte de normal yaşamını sürdüremeyecektir. Eğer kişi,fantezi, sözel ya da fiziksel boyutlarıyla kendi davranışlarının farkında olursa, kendi zorluklarını nasıl ürettiğini görebilir. Ancak bu sayede ‘’Şimdi ve burada’’ya odaklanarak şimdiki sorunlarını çözmek için kendi kendisine yardımcı olabilir. Çözülen her sorun, bir sonrakinin çözümünü daha da kolaylaştıracaktır.


‘’Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak istiyorum.’’

(Şebnem Soysal)

divider_ribbon2

İnsanın anda olabilmesi için, onu dibe çökerten ve geriye çeken duygularla (keder gibi) ve oluştan dışarı, ileriye fırlatan duygularla (kaygı gibi) baş edebilmesi gerek.

***

Psikoterapide asıl amaç, danışanın belli bir sorununu çözmek değil, genel olarak sorunlarla baş edebilmesini sağlamaktır. (Şule Öncü)

divider_ribbon2

Yaşadığımız şeylerden kendimizce dersler çıkarmak bizim hayat içerisinde daha sağlam basmamıza vesile olurken eğer zihnimiz, zaman olgusu içerisinde geçmişi geçmişte bırakamazsa, zihin acı verici olayın tekrarını yaşamaktan korkar. (Bahar Köse Karaca)

divider_ribbon2

Geçmiş olumsuz deneyimler, gerekli dersler alındıktan sonra artık işlevsiz hale gelir. Tatsız anıların keyif kaçırmaktan başka pek bir işe yaradığı görülmemiştir. (Tuğba Metinyurt)

divider_ribbon2

Zamana dair en yaygın metaforlardan biri akarsu metaforudur. Bu eşsiz metaforun en güzel paradoksu ise Melih Cevdet Anday’ın şu dizelerinde gizlidir: ‘’Geyik akarsuyu özlediğinde/Hem su hem geyiktir akan.’’ (Şehmus Ay)

divider_ribbon2

- Zaman ertelemez, insan ertelemez.

- Zamanı boşa harcamak en büyük cahilliktir.

- Üzerimde vakit yok, yanıma almamışım. (Tarhan Gürhan)

9 Aralık 2016 Cuma

Okuma Alışkanlığında Önemli Noktalar

Aralık 09, 2016
Okuma Alışkanlığında Önemli Noktalar

Çocukluk dönemi, okuma alışkanlığı kazanma konusunda en uygun dönemdir. Buna karşın okuma alışkanlığı her yaşta kazanılıp geliştirilebilir.



Bu alışkanlığı edinmek için bireyin ilgi ve gereksinimleri doğrultusunda okuma materyalleri okuması, bu yönde güdülenmesi gerekir.



Okuma alışkanlığında ‘’Aile kitaplığı’’nın önemi büyüktür. Ailede okuyan bireyler ve göz önünde bulunan bir kitaplık bu yönde güdüleyici etkenlerdir.



Okuma alışkanlığı yönünden, kişinin televizyon programları konusunda kesinlikle seçici olması gerekir.



Toplum üzerinde okuma alışkanlığı oluşturmaya ve geliştirmeye yönelik önlemler içeren ve sürekli-tutarlı eğitim politikası ve eğitim sistemi oluşturmak en önemli noktadır.



Okuma alışkanlığının ekonomik yönünü toplumsal ve bireysel düzeyde sorun olmaktan çıkaran gelir düzeyi ve fiyat artışları politikası oluşturulmalıdır.

Okumanın nasıl bir mucize ve değer olduğunu topluma ve bireylere kabul ettirmede TV ve kitle iletişim araçlarını kullanım alışkanlığı ve önem sırasını kavratabilmek gerekir.

Okuma alışkanlığını engelleyen ‘’sansür’’ün yok edilmesi ve düşünce ürünleri üzerindeki bütün sınırlamaların kaldırılması zorunludur.

5 Aralık 2016 Pazartesi

Kızıl Yapraklar-Paullina Simons

Aralık 05, 2016
Herkese selam! Bittiğine çok üzüldüğüm Kızıl Yapraklar kitabının yorumlarıyla karşınızdayım. Daha önce Paullina Simons’un Limon Çiçeği kitabını okumuştum; kalın ve epey sürükleyici bir kitaptı. Bu yüzden Kızıl Yapraklar’ı da büyük beklentiyle  aldım ve beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. : )

kizil_yapraklar_paullina_simons_kitap_yorumu
divider_pink

Konu

  Arka kapağı okuyunca polisiye bir roman olduğunu düşündüm. Kitaba başladığımda, üniversiteye giden 4 arkadaşın birbirleriyle olan ilişkilerinden bahsediyordu ve kapakta bahsedilen cinayet sanki hiç olmayacakmış gibi ilerliyordu. Ama sonra birden her şey daha da heyecanlı olmaya başlıyor ve 20 yaşındaki bir kızın çıplak cesedi karlar arasında bulunuyor. Cesedi bulan dedektif Spencer genç kızı önceden biraz tanıdığı ve duygusal anlamda yakınlık duyduğu için, olayı soruştururken normalden daha hassas davranıyor.

Cinayet sonrasında ortaya şok edici ve ürkütücü gerçekler çıkıyor.

divider_pink
Genel Yorumlarım

  İlk sayfadan son sayfaya kadar hiç sıkılmadım ve 2 gün içerisinde bitirdim. Olayların yaşandığı yerler, öldürülen genç kızın bazı özellikleri ve tavırları çok hoşuma gitti ve bana huzur verdi. Kızın öldüğü bölüm gelince çok üzülmüştüm.

Sizi alıp başka yerlere götürecek, içine çekecek bir kitap arıyorsanız kesinlikle Kızıl Yapraklar kitabını okumalısınız. :)

4 Aralık 2016 Pazar

Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece-Kristin Hannah

Aralık 04, 2016
İyi geceler! :)  Kristin Hannah’nın okuduğum ilk kitabı olan Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece’yi yorumlamak üzere sizlerleyim.

bir_tutam_gunduz_bir_tutam_gece_kitap_yorumlari

  Kristin Hannah’nın diğer kitaplarını da okuma isteği uyandıracak kadar etkilemedi bu kitap beni. Şimdi kısaca konusundan bahsedip genel yorumlarıma geçeceğim. : )

cute-hearts-t6

Konu


  Bir kasabada, büyük bir ağacın dalları arasında saklanmış küçük bir kız bulunuyor. Korkak ve yabani tavırlar sergileyen ve kimsesi olmayan bu küçük kızla ilgilenen polislerden biri olan Ellie, kardeşi Julia’nın küçük kızı iyileştirebileceğini ve konuşturabileceğini düşünüyor.

Başarılı bir prikiyatrist olan Julia, yakın zamanda yaşadığı mesleki bir skandal dolayısıyla medyada pek iyi anılmıyor ve insanlar tarafından kınanıyor. Ama Ellie kardeşine güveniyor ve onu doğup büyüdükleri kasabaya çağırıyor. Ellie ve Julia, küçük kızın bakımını üstleniyor. Bu süreç boyunca çok fazla zorlukla karşılaşıyorlar . Aynı zamanda 2 kardeş arasında da gün yüzüne çıkan gerçekler ve sırlar onları birbirine yakınlaştırıyor.


Genel Yorumlarım


  Kitaba ilk başladığımda, konu ve ilerleyiş çok hoşuma gitti. Son kısımlara kadar çok fazla sıkılmadan devam ettim. Kitap boyunca genel olarak tek adrenalin, küçük kızın tedavi süreciydi aslında. Diğer karakterler veya ana karakterlerin aşk hayatından bahsedilen bölümlerde çok sıkıldım. Sonlarda ‘bitse de gitsek’ modundaydım.

Bu arada Ellie karakterine nedense hiç ısınamadım; soğuk ve tuhaf geldi. Okuduysanız Ellie’yi nasıl bulduğunuzu yoruma yazarak merakımı giderirseniz mutlu olurum. : )