23 Mart 2017 Perşembe

Şuurlu Yaşama Yetisini Korumak İçin Öneriler

 Üzüldüğümüz, sıkıntı duyduğumuz zamanlarda en olumsuz senaryoyu seçer, değersizlik, yetersizlik, yalnızlık ve yabancılaşma temalı düşünceler üzerinden yorum yapmaya ve hareket etmeye başlarız. Başımıza gelenlerle uğraşacağımız yerde bu duygularla uğraşır ve enerjimizi tüketiriz

Beyin, üzerimize gelen bir arabaya da, üzücü anılara ve gelecekle ilgili endişelere de aynı tepkiyi verir. Her iki durumda da bedenin kasılmasını, gerilmesini, kaçmaya ya da mücadeleye hazır duruma gelmesini sağlar.

Daha sakin, şuurlu, huzur dolu, pozitif  bir yaşam sürdürmek için yapılabilecek bazı şeyler...

huzurlu_ve_suurlu_yasamak_icin_oneriler

Her sabah uyandığınızda yataktan kalkmadan önce ve her gece uyumadan önce beş kez derin derin nefes alıp verin. Karın ya da diyafram solunumu olarak bilinen bu teknik ile burundan derin nefes alınır, bu esnada ağız kapalı tutulur, nefes alırken karnın dışarıya doğru yöneldiğini görürsünüz. Nefes birkaç saniye tutulduktan sonra ağızdan yavaşça verilir.

Yeterli dinlenmeyi sağlamak ve zinde kalmak için günde en az 6-7 saat uyuyun. Gün içinde 20-30 dakikalık dinlenmeler faydalı olur, ancak bir saatten daha uzun uykular derin uykuya geçişe ve uyanıldığında da kötü hissedilmeye yol açacağından önerilmez.

Bir yerimiz ağrımadığı sürece bedenimize pek dikkat etmeyiz. Yatarken, otururken, ayaktayken ya da yürürken bedeninizin duruşuna dikkat edin. 

Bir şey yer ya da içerken birkaç saniyeliğine durup kokusunu, tadını, görüntüsünü fark edin.

Nasıl konuştuğunuza ve dinlediğinize bir bakın. Konuşurken sesinizdeki tonlamaları fark etmeye çalışın. Onaylama ya da hoşlanma kaygısı duymadan ya da sıra size geldiğinde ne söyleyeceğinize dair plan yapmadan karşınızdakini dinleyebiliyor musunuz?

Mümkün olduğunca işleri teker teker halletmeye çalışarak ya da daha fazla işle uğraşmaktan kaçının. Böylelikle temponuzu düşürerek yaşadığınız anı yavaşlatma fırsatını bulmuş olursunuz. Aynı anda iki ya da daha fazla işle uğraşmaktan kaçının. Böylece temponuzu düşürerek yaşadığınız anı yavaşlatma fırsatı bulmuş olursunuz.

Endişe etmemeyi başaramıyorsanız, her gün 20 dakikayı endişelerinize ayırın, gerekirse bunu iki kez deneyin. Ama bu süreler dışında kaygılarınızı aklınıza getirmemeye çalışın. 

Önemsiz gibi görünen, sürekli ertelediğiniz bir işi tamamlayın (çalışma masasını, mutfak dolabını temizleme ya da fotoğrafları duvara asma gibi). Bu şekilde küçük çapta da olsa bir fark yaratabileceğinizi, bir etkiniz olabileceğini tekrar hissetmeye başlarsınız. 

Değiştiremeyeceğiniz durumlar hakkında kaygılanmak yerine, hali hazırda yapabileceğiniz işler üzerinde yoğunlaşın. 

Doç. Dr. Ayşe Emre