27 Temmuz 2017 Perşembe

1Q84 - Haruki Murakami

Temmuz 27, 2017
 Herkese selamlar :) 1Q84 kitabını uzun zamandır çok merak ediyordum. Baktığım yorumlara göre, 1286 sayfa olmasına rağmen aşırı sürükleyici ve dolu bir kitapmış 1q84. Kitap fantastik öğeler barındırmasının yanında hayatın gerçeklerine ve aşka da değiniyor, sosyolojik konularda da bazı farkındalıklar sağlıyor insana. Fakat ben okuduğum güzel yorumların bazılarına katılmıyorum... Neyse öncelikle biraz konudan bahsedelim. 

Kitabın Adı: 1q84


Yazarı: Haruki Murakami


Çeviri: Hüseyin Can Erkin


Yayınevi: Doğan Kitap


Sayfa sayısı: 1256



Konu


 Aomame, yaşlı bir kadın için çalışmaktadır. Yaşlı kadının direktifleri ile, kadınlara zarar veren ve yaşamaması gereken bazı zorba adamları özel bir yöntemle öldürür. Bu işlere bulaşmadan önce sade bir yaşam sürdürmektedir; fakat cinayetleri işlemeye başladıktan sonra hayatı bazı ölçülerde değişime uğrar.

Tengo da roman yazmaya meraklı bir matematik öğretmenidir. Yakın arkadaşı olan bir editör, 17 yaşındaki bir kızın yazdığı Pupa Hava metnini kaliteli bir roman halinde yeniden yazmasını ister; Tengo bunu seve seve yapar. Fakat o da Amoame gibi,  bu işe karışmakla hayatında birçok değişikliğe zemin hazırlamış olur.

Bu iki karakterin hikayelerini bölüm bölüm sırayla okuyoruz. Birbiriyle bağlantılı ve gizemli olaylar süregeliyor kitap boyunca.

Kitaptaki diğer ana olaylar da şöyle: Tuhaf gelenekleri ve kuralları olan dini bir grup, bu grubun liderinin gizemli cümleleri, 17 yaşındaki kızın sürekli bahsettiği ''Little People'', ve şu an aklıma gelmeyen birçok karmaşa.


Genel Yorumlarım


 Kitabı yaklaşık yarısına kadar merak içinde okudum; olaylar birbirini izleyerek devam etti. Ama belli bir zaman sonra artık baymaya başladı. Kitabı bitirdiğimde ise içimde sıkıntı mı desem, bunaltı mı desem, bir ağırlık vardı.



Öncelikle şuna değinmeliyim ki çok fazla cinsel unsur vardı kitapta. Bu beni rahatsız etti; çok fazla bu tarz sahnelere maruz kalmış olmak bana hiç iyi gelmedi.

Bir diğer negatif yönü de her biri çok derin anlamlar içerebilecek birçok olaya açıklık getirilmemişti. O kadar sayfa kitap yazmış yazarımız ama bir zahmet, en merak edilen soruların cevabını açıklamamış... En çok merak ettiklerim, Little People'ın tam olarak ne oldukları ve Tengo'nun düzenli olarak cinsel ilişki yaşadığı evli kadına ne olduğu.

Kitapta insanı düşünmeye iten ve düş gücünü geliştiren birçok yön vardı evet; ama bu okumamız gerektiği anlamına gelmiyor. Yani pek tavsiye etmiyorum 1q84 kitabını. Öncelikle çok fazla vakit alıyor; gereksiz bir şekilde fazla vakit alıyor. Onu okuyacağım yerde 5 kitap bitirip kendime daha çok şey katmış olabilirdim...

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Üç Yanlış Üç Ceset - Agatha Christie

Temmuz 26, 2017
Selamlar :) Hiç sıkılmadan okumuş olduğum, 191 sayfalık bir Agatha Christie kitabı olan Üç Yanlış Üç Ceset'i yorumlayacağım. 
Kitabın adı: Üç Yanlış Üç Ceset

Yazarı:  Agatha Christie

Çeviri: Gönül Suveren

Sayfa Sayısı: 191


Konu

Hercule Poirot'nun başarılı ve hayata hiç düşmeyen sekreteri Bayan Lemon, daktilo ettiği bir yazıda 3 yanlış yapar. Bunun sebebinin, kız kardeşinin telefonda anlattığı şeyler olduğunu söyler Poirot'ya. Bayan Lemon'un kız kardeşi  Bayan Hubbard, bir öğrenci yurdunda amir olarak görev yapmaktadır. Yurtta çalınan bazı anlamsız eşyalar olması da kadının canını sıkmaktadır.

Bu konuyu Hercule Poirot'yla konuşur kadın. Bu hırsızlık olaylarında dedektifin ilgisini çeken bazı şeyler vardır ve araştırmaya koyulur. Bu sıralarda, basit hırsızlıkları yapmış olan genç kız itirafta bulununca olayların çoğu çözüğlmüş gibi görünür. Fakat çok geçmeden itirafta bulunan genç kızın cesedi bulunur. Daha sonra da cinayetler işlenecektir ve işin içinde 3 zehir şişesi de girince her şey daha da karmaşık bir hale gelir.


Genel Yorumlarım

Yine sonunda şok olduğumuz, bizi alıp başka zamanlara ve mekanlara götüren bir Agatha romanıydı. Bu kitapta da


okurken tahminlerde bulundum ve ilerledikçe tahminlerimi çürüten gerçekler ortaya çıkıp durdu. :) Neyse, kitap klasik Agatha tarzında ama okuduğum diğer Agatha kitaplarına göre biraz daha sıkıcı ve yavan geldi bana. Agatha Christie'yi daha önce okumadıysanız veya yeni yeni başlamışsanız, bu kitabı biraz daha sonraya bırakın derim. Okuduğum en iyi Agatha Christie kitapları :



24 Temmuz 2017 Pazartesi

Mona Lisa Gülüşü

Temmuz 24, 2017

 Herkese selamlar. :) Feminist filmler kategorisine giren bir film olan Mona Lisa Gülüşü'nden bahsedeceğim bugün.


Vizyon Tarihi: 27 Şubat 2004
Yapımı : 2003 - ABD
Tür : Dram
Süre: 117 Dak.
Yönetmen : Mike Newell
Oyuncular : Julia Roberts , Kirsten Dunst , Julia Stiles , Maggie Gyllenhaal , Ginnifer Goodwin
Senaryo : Lawrence Konner , Mark Rosenthal


  1950'li yıllarda, New England'daki muhafazakar ve gelenekçi bir kız okulunda ilerici görüşlerini benimsetmeye çalışan bir öğretmenin hikayesini anlatan film, birçok yönden farkındalık uyandırıcı ama aynı zamanda bazı yerleri biraz sıcıkı. Neyse; konudan kısaca bahsedeyim.



Konu


 Katherine Ann Watson, California'dan New England'a sanat tarihi öğretmeni olarak gelir. Dersine girdiği kızlar, kitaplarda yazan ezbere bilgileri öğrenmekte ustadırlar fakat iş sanatı kendilerinin yorumlamasına gelince bocalamaktadırlar. Bu özelliğin bir yansıması olarak da, burada yetişen kızların hayattaki başarıları, ne kadar iyi bir evlilik yaptıklarıyla ölçülmektedir. Hepsi eğitimlerine devam edip bir bölümden mezun olsalar da kendilerine reva gördükleri ve hayattaki tek amaçları olan bir şey vardır: Evlenmek ve mutlu bir yuva kurmak; iyi bir ev kadını olmak. 


  O dönemdeki reklam afişleri ve propagandalar da tüm kızları ev kadını olmaya itmektedir. Bu gerçeği kolay kolay kabullenmek istemeyen Katherine, dersleri daha özgün yöntemlerle işlemeye çalışır ve kızları eğitimlerine devam etmek konusunda cesaretlendirmek ister. Fakat önüne birçok engel çıkar.



Genel Yorumlarım


 Bu film, farkındalık oluşturması açısından tüm kızların, bu konuda bilinçli olsalar da olmasalar da izlemeleri gereken bir film. Kadınların kendi güçlerinin farkında olmadıkları bir toplumu ele alıyor ve bu da günümüzde bile Türkiye toplumunda böyle kadınların maalesef hala var olduğu gerçeğini fark etmeyi sağlıyor.


  Filmin bazı yerlerinde sıkılmış olsam da özellikle biz genç kızların izlemesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum...


Fragmanlar için TIKLAYIN.









20 Temmuz 2017 Perşembe

Thelma ve Louise

Temmuz 20, 2017
Selamlar:) Şimdiye kadar izlediğim en etkileyici ve en eğlenceli filmlerden biriydi Thelma ve Louise.

Gösterime giriş tarihi: 20 Aralık 1991 (Türkiye)
Yönetmen: Ridley Scott
Sinematografi: Adrian Biddle
Film müziğinin bestecisi: Hans Zimmer


Konu


  Louise, erkek arkadaşından sıkılmış bir garsondur. Yakın arkadaşı Thelma ise, cinsiyetçi ve maço bir kocaya sahip bir ev hanımıdır. İki kadın bir haftasonu arabayla gezintiye çıkmaya karar verirler.

Gece oturdukları barda, Thelma'nın dans ettiği adam otoparkta Thelma'ya tecavüz etmeye kalkışır. Bu sırada Louise bunu görür ve adama ateş ederek onu öldürür. İki kadın araba ile, olay yerinden uzaklaşır.

Meksika'ya giderek olayı geride bırakmaya karar verirler. Her ikisi de geri dönmemeye kararlıdırlar ve kanun kaçağı olduklarının farkında olsalar da yolculuk son derece eğlenceli ve aksiyonlu geçer.

Yolculuk sırasında Thelma, genç bir kovboyla tek gecelik bir ilişki  yaşayınca başlarına hiç tahmin etmedikleri başka şeyler de gelir ve durumlar daha da karışır.



Genel Yorumlarım

Feminist filmler kategorisine giren bu macera/suç filmi, hiç sıkılmadan, eğlenerek izleyeceğiniz bir film. İzlerken tereddüt etmiştim aslında; çok eski filmlerden izlememiştim daha önce hiç. Fakat kesinlikle bayıldım ve ''İyi ki izlemişim'' dediğim filmlerden biri oldu. Eski filmleri daha çok izlemeye başlayabilirim artık:)







 

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Gösteri Peygamberi - Chuck Palahniuk

Temmuz 12, 2017
  Herkese selamlar. :) Chuck Palahniuk kitaplarını okurken mutlaka sessiz bir ortamda okumaya dikkat ediyorum ve yanımda kalem bulundurmadan okuyamıyorum. Bu kitap da yine alıntılayacağım birçok cümlenin bulunduğu muhteşem bir Chuck Palahniuk tarzıydı. 

Modern dünyadaki tüketim çılgınlığına ve kalıplaşmış kolektif insanlara eleştiri niteliğindeki iğneleyici cümleler, medyanın insanları yönlendirmesi ve yönetmesi, vs. konularda müthiş çıkarımlar barındıran, farklı ve aykırı bir kitap Gösteri Peygamberi.

[caption id="attachment_1158" align="alignleft" width="300"] DW9YDG[/caption]

Konusu kısaca şöyle: ''Creedish'' isimli mezhep, kendi aralarında kuralları olan ve yaşadıkları bölge içerisinde bu şekilde rutin bir yaşam sürdüren bir topluluk. Tender Brenson da bu mezhebin kurallarına ve yaşantısına göre doğup büyümüş olan binlerce misyonerden biri.

Tender Brenson'ın başına hiç tahmin edemeyeceği şeyler geliyor ve bir anda kendisini televizyon programlarında dini ve ahlaki vaazlar ve öğütler verirken, menajerinin onun için kurduğu yaşantıya göre, şöhretin doruklarında, medyanın kuklası gibi yaşayan bir canlı olarak buluyor.

Bu sırada, dini duyguları kullanarak ticaret yapmak ve bir şeyler 'başarmaya' çalışmak,  insanların aynı düşünmeye yönlendirilişi, yaratıcılıktan ve gerçeklikten uzak şov dünyası, tüketim çılgınlığı ve insanların hassasiyetlerine göre pazarlanan ürünler konusunda müthiş iğnelemeler içeren, mükemmel bir Chuck Palahniuk kitabı.

İlk başları o kadar akıcı olmasa da kısa sürede içine çekiyor kitap sizi...


Altını Çizdiklerim


Bir arad aolmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyormuş. (sf 297)

Çirkinliğimi kendi lehime çevirmeye çalışıyorum. Amacım; ileride gideceğim noktayla keskin bir tezat oluşturacak düşük bir alt taban belirlemek. (sf 237)

İnsanlara gerçeği söyleseniz bile gözleriyle görmeden asşla size inanmazlar. o zaman da çok geç olur. Bu arada söyledikleriniz onları kızdırmaktan başka işe yaramaz ve sizin de başınızı derde sokar. O yüzden çekip eve gitmeyi tercih edersiniz. (sf 193)

Gerçek şu ki tekrar tekrar öksüz kalabilirsiniz. Gerçek şu ki öyle de olacak. Ve aslında artık hiçbir şey hissetmeyecek hale gelene kadar her seferinde daha az acı çekeceksiniz. (sf 178)

Değişmeyen tek şey değişim olduğundan, acaba insanlar, hayatta gerçekten tamamlayabilecekleri tek şey o olduğu için mi ölümü arzuluyorlar, diye düşünüyorum. (sf 163)

İnsanların olmaya korktukları şey olursanız, onların hayranlığını kazanırsınız. (sf 148)

11 Temmuz 2017 Salı

Vahşi Adalet - Phillip Margolin

Temmuz 11, 2017

  Selamlar :) Ürkütücü kapağı ve merak uyandırıcı arka kapak yazısı ile beni kendine çeken Vahşi Adalet kitabını dün bitirdim. Polisiye ve gerilim türünde uzun zamandır bu kadar başarılı bir kitap okumamıştım.



Konu


  Bir dağ evinde, kesik insan başları, gömülü cesetler ve bir kadına işkence edilirken çekilmiş videoyu içeren bir kaset bulunuyor. Şüpheli kişi, şiddete başvurduğu ve uyuşturucu kullandığı bilinen bir cerrah. Kendisini savunması için avukat Frank Jaffe'yi tutuyor ve deliller çürütülerek şüpheli cerrah bir şekilde serbest kalıyor.


  Frank Jaffe'nin yeni avukat olan kızı Amanda ise bu olaya hep şüpheyle yaklaşıyor. Babasının savunduğu bu müvekkilin bir seri katil olup olmadığı konusunda ikilemler yaşıyor.


  Aradan 4 yıl geçiyor ve aynı şekilde cinayetlerin işlendiği ortaya çıkıyor. Bu olayda görev alan avukat ise Amanda Jaffe oluyor. Avukatlar ve polisler bu olayla ilgili çeşitli bağlantıları çözmeye çalışıyorlar ve çözülmez bir karmaşa içine giriyorlar. Bu sırada gerilim oranımız epey artıyor tabii... Kitabın sonları da inanılmaz şok eden gelişmelerle bitiyor.



Kitabın Adı: Vahşi Adalet


Yazarı: Phillip Margolin


Çeviri: Süreyya Çalıkoğlu


Yayınevi: Ephesus


Sayfa Sayısı: 382



Genel Yorumlarım


  Tam benim sevdiğim gibi; bol karakterli, gizemli olaylar, birbiriyle bağlantılı birçok kafa karıştırıcı olay... Gerilim sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap Vahşi Adalet. Kitap okuyucuyu hiç sıkmadan ilerliyor.


 Yalnız benim sorumun şu ki, bu tarz polisiye romanlarda baş karakter polislerin ya da avukatların özel hayatlarından çok bahsedilmesi beni çok sıkıyor. Bir an önce bizi geren o ana olaya dönsün istiyorum cümleler. Bu kitapta da biraz özel hayat anlatımı vardı; sadece oralarda birazcık sıkıldım. Ama bu benim bir takıntım olduğu için her okuyucuyu sıkmaz diye tahmin ediyorum :D


  Kısaca, Vahşi Adalet okuduğunuza değecek bir roman diyebilirim. Bu tarz romanlar sevenlerin kaçırmaması lazım. :)

7 Temmuz 2017 Cuma

Siyah Kuğu (Black Swan)

Temmuz 07, 2017

  Merhabalar. :) Çok uzun zamandır izlediğim en etkileyici film olan Siyah Kuğu filminden bahsetmek istiyorum biraz. Dün moralim bozuktu ve içimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Biraz aklımı uzaklaştırıp kendimi daha iyi hissetmemi sağlayacak bir film izlemek istiyordum. İnternetteki bir film listesinde ilgimi çeken Siyah Kuğu filmi bunu fazlasıyla başardı. Gün boyunca, ve ertesi gün de etkisi üzerimden geçmedi ve sahneler gözümün önüne gelip durdu. 


Vizyon tarihi: 25 Şubat 2011 (1s 43dk)
Yönetmen: Darren Aronofsky
Oyuncular: Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel devamı
Tür: Dram, Gerilim
Ülke: ABD



Konu


  Nina, genç, güzel ve başarılı bir balerin. Annesiyle yaşıyor. Annesi de eski bir balerin ve Nina'ya bu konuda olabildiğince destek veriyor.


  Dans yönetmeni, o yıl düzenlenecek olan gösteride hem Siyah Kuğu'yu hem de Beyaz Kuğu'yu aynı anda canlandırabilecek bir balerin arıyor. Nina beyaz kuğu rolünü çok iyi gerçekleştirmesine rağmen, siyah kuğuyu oynamakta zorluk çekiyor. Siyah kuğu rolünde çok iyi olan Lily ile arasında bir rekabet oluşuyor. Bu rekabet yakın bir dostluğa dönüşüyor gibi görünse de Nina bu süreçte kendisiyle ilgili çok ilginç şeyler keşfediyor; daha önce asla yapmayacağı şeyler düşünmeye başlıyor. Bu noktada Nina, psikolojik problemler yaşamaya başlıyor ve gerçekte olmayan şeyler ve olaylar görüyor.



Genel Yorumlarım 


Filmin neredeyse tüm sahneleri inanılmaz etkileyiciydi. Hem gerilim, hem dram, hem psikolojik unsurlar içeren Siyah Kuğu filmindeki melankolik hava özellikle hoşuma gitti.


Baş karakter Nina'nın ruh halini iliklerime kadar hissettim; yaşadığı her şeyi kendim yaşamışım gibi oldum. Her film kolay kolay insana bir şeyler katıp düşünce yapısının değişmesine ve gelişmesine katkıda bulunamaz. İşte Siyah Kuğu filmi beni kalbimden vuran, düşünce yönünden bana çok farklı pencereler açmış olan bir filmdi.


Natalie Portman'ın oyunculuğuna da ayrıca hayran kaldım; sanki Nina karakterini oynamak için yaratılmıştı.


Şiddetle tavsiye edeceğim nadir filmlerden biri olduğunu düşünüyorum.


Fragmanı İzlemek İçin TIKLAYIN. 






Cildin Yaşlanmaması İçin Yapılması Gerekenler

Temmuz 07, 2017
Doğal bir süreç olan yaşlanmayı ve dolayısıyla vücudun yıpranmasını hiçbirimiz tamamen engelleyemeyiz. Fakat bu süreci yavaşlatacak ve yaşıtlarınıza göre çok daha genç görünmenizi sağlayacak sırlar da mevcut.



Güneşe Hayır

Cildiniz ne kadar çok güneş ışığına maruz kalırsa kırışma ve yıpranma oranı da o derece artar. Uzmanların da uyardığı gibi, sağlıklı bronzlaşma diye bir şey yok! Güneşin altında uzanarak sadece daha çabuk kırışmayı garanti ediyorsunuz.

Solaryum Tehlikesi

Güneşte kalmanın zararı kadar, bronzlaşmak için girilen solaryumda da UYV ışınları cildinizin çabuk yaşlanmasına sebebiyet veriyor.

Sigara

Sigaranın zararları tartışmaya bile açık değil; nikotin kan damarlarını zayıflatarak kan dolaşımını ve kan akışını olumsuz yönde etkiliyor. Bunun sonucu olarak da cilt yaşlanmaya müsait hale geliyor, yorgun ve solgun görünüm yaratıyor. Cilt yapısını koruyan kolajen ve elastin, sigara içerisindeki maddeler ile zedeleniyor ve sonucu da hızla yaşlanmak, genç yaşta iken orta yaşlı görünmek oluyor.

Trans yağ ve Şeker

Elastin ve kolajene zarar veren şeyler arasında şekerli gıdalar ve trans yağ da bulunuyor. Kızartma, kavurma, ızgara, konserve gıdalar, yaşlanmayla birlikte gelen hastalık ve cilt bozulmalarının başlıca sebeplerindendir.

Biz kadınlar çikolatalı pastaya asla hayır diyemeyiz... Şekerli gıdalardan uzak duramayacak kadar kontrolsüz hissediyorsanız, bu gıdaları yavaş yavaş azaltmayı deneyin; canınız her tatlı çektiğinde bu ihtiyacınızı, kuruyemiş ve meyvelerle, pekmezli veya sütlü doğal tatlılarla giderin.

Nemlendirici Kullanımı

Düzenli olaran her gün cildinize nemlendirici uygulamak, nem dengesinin korunmasını sağlayacak ve cildinize yapacağınız uzun vadeli bir yatırım olacaktır.

Uyku Düzeni

Çok uyuduğumuz zamanlarda cildimizin normalde olduğundan çok daha sağlıklı ve genç göründüğünü hepimiz fark etmişizdir. Bunu korumak için düzenli uyumak ve olabildiğince gece uykusunu tercih etmek gerekiyor. Gece deliksiz uyku için yapmanız gerekenleri şurada bulabilirsiniz.

Egzersiz

Egzersiz yaparak daha sağlıklı bir vücuda sahip olur, kalp ve ciğerlerinize yatırım yapar ve vücudunuzdaki oksijen akışını iyileştirmiş olursunuz.

6 Temmuz 2017 Perşembe

Diziye Başladım: American Horror Story

Temmuz 06, 2017
Herkese selamlarr :) Geçtiğimiz günlerde fark ettim ki, ne kadar çok film izliyorsam da yabancı dizilerden bîhabermişim. İnternetteki önerilere falan baktım, ilgimi çeken pek bir şey bulamadım. Sonra aklıma American Horror Story geldi.

Bu serinin ismine birçok yerde denk gelmiştim; özellikle de we heart it'de dolanırken ''My Drug is American Horror Story'' gibi paylaşımlar görüyordum. Veee sonunda dün gece izlemeye başladım. :) Korkmayı sevdiğim için bundan sonraki tüm bölümleri de geceleri izlemeyi düşünüyorum. :D


Konu

  Yalnızca ilk bölümü izledim dün. Anne baba, ergenlik çağındaki bir kız ve bir köpekten oluşan aile, büyük ve eski bir eve taşınıyorlar. Daha önceki sahiplerinin öldürüldüğü veya intihar ettiği, Victoria döneminden kalmış, çevredeki insanlar tarafından uğursuz olduğuna inanılan bir ev bu. Baba psikiyatr olduğu için hastalarıyla da bu evdeki çalışma odasında görüşmeye başlıyor.

Aile bireyleri ilginç insanlarla karşılaşıyorlar. Evin eskiden beri hizmetçiliğini yapan yaşlı kadın, eski sahiplerden biri olan tuhaf bir adam, ve psikiyatr olan adamın hastası, tuhaf bir genç çocuk.


Genel Yorumlarım

Bu diziyi izlemeye kesinlikle devam edeceğim, inanılmaz gerilimli ve korkutucu bir diziye benziyor. Bu gece ikinci bölümünü izlerim. Korku unsurlarından çok aşırı etkilenen biri değilseniz mutlaka izleyin derim; umarım kalan bölümler de ilk bölüm kadar hoşuma gider. :)

NOT: Dizi önerilerinize ihtiyacım var, yoruma yazmayı unutmayın :)




4 Temmuz 2017 Salı

Tehlikeli Arkadaşlık

Temmuz 04, 2017
  Herkese selam :) Uzun zamandır ilk kez bir gerilim filmi izledim. Hem psikolojik gerilim hem de dram sayılabilir. Başları birazcık sıkıcı gibi görünüyor ama film bir süre sonra sizi etkisi altına almayı başarıyor.

Yapımı : 2016 - ABD
Tür : Gerilim
Süre: 85 Dak.
Yönetmen : Sophia Takal
Oyuncular : Jane Adams , Mackenzie Davis , Caitlin FitzGerald , Colleen Camp , Alexander Koch
Senaryo : Lawrence Michael Levine

IMDB Puanı: 5.7


Konu

İki en yakın arkadaş. İkisi de oyunculuk yapıyor fakat birisi biraz daha iyi bir kariyere sahip. Yakın arkadaş olan bu iki kadın, Los Angeles'ın kuzeyine bir hafta sonu tatiline gidiyorlar. Bu tatil sırasında yıllardır birbirlerine duydukları kıskançlık ve acımasızlık hisleri ortaya çıkıyor. Bunu tetikleyen bazı olaylar da yaşanınca, bu dehşet verici sonuçlara sebep oluyor.


Genel Yorumlarım

İzlemeseniz de olur diyebileceğim bir film.

Kötü değil, sürükleyici sayılır. fakat daha iyi olabilirdi. Yine de etkileyici ve arkadaşlık konusunda bazı dersler çıkarabileceğimiz bir konuya sahip.



3 Temmuz 2017 Pazartesi

Sığınak - S. L. Lewis

Temmuz 03, 2017
Herkese selamlar :) Psikolojik gerilim türündeki Sığınak romanını birkaç gün önce okumuştum. İlk önce gizemli ve heyecanlı gelmiş olsa da, kitap ilerledikçe ve özellikle hiçbir şey anlayamadığım o son kısmı da okuyunca çok zayıf bir kurgusu olduğunu fark ettim. Kısaca konusundan bahsedeyim.



Konu

Meslek hayatında bazı travmalar yaşamış olan psikolog Stella, evden dışarı çıkamayan, paronayak bir insana dönüşmüş. Daha önce çalıştığı klinikteki psikiyatrist Max ile evli.

  Bir gün kapısı genç bir kız tarafından çalınıyor. Blue isimli bu kız, Max'ın kızı olduğunu iddia ediyor, fakat Stella bazı araştırmalar sonucu bunun doğru olmadığını, Blue'nun, Max'in daha önceki hastalarından biri olduğunu öğreniyor. Sorunlu bir kız olan Blue Max ile kouşmakta ısrar ediyor ve birçok zorluk çıkarıyor.

  Bu sırada Stella'nın meslek hayatındaki travmaya dair olayları da okuyoruz.


Genel Yorumlarım

Aslında kitap güzel bir başlangıca sahip; yarısına kadar falan heyecanlı ilerliyor ve ne olacağını çok merak ediyorsunuz. Fakat ilerledikçe her şey saçmalamaya başlıyor; hele ki sonu aşırı belirsiz ve sanki öylesine bir son yazılmış gibi.

Sığınak kitabını okurken keyif aldım; bunu da genç kız Blue'nun hayatını merak etmiş olmama borçluyum. İyi ki okumuşum dediğim bir kitap değildi. Fazla beklentiye girmemenizi tavsiye ediyorum.... Herkese iyi okumalarr :)