Baş karakterlerimiz, 2 kız kardeş; Rachel ve Helen. Rachel’in gözleri hemen hemen hiç görmüyor ve dış görünüşü çok güzel. Ablası Helen ise, bedensel açıdan hiçbir sağlık sorunu olmamasına rağmen çok çirkin bir dış görünüşe sahip. Helen, kız kardeşini çok kıskanıyor; o korktuğunda veya kötü hissettiğinde mutlu olacak kadar çok kıskanıyor ve küçüklüklerinden beri Rachel’e kasaba hakkında yalan ve korkunç hikayeler anlatıp, dış görünüşünün de yüzüne bakılamayacak kadar çirkin olduğunu söylüyor. Anne babalarını Rachel’in gözlerini iyileştirme çabalarına da gizli gizli engel oluyor. Fakat bir gün anne babaları da ölüyor.
2 kız kardeş, Helen’in, Rachel’in durumunu suistimal ederek anlattığı yalan yanlış şeyler yüzünde kavga ediyorlar ve zavallı Rachel evi terk ederek alıp başını gidiyor. O gittikten sonra Helen, onu bulmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor.
Hikaye genel olarak bu olaylar çerçevesinde gelişiyor. Okurken hiç sıkılmayacağınız, sonraki sayfada ne olacağını çok merak edeceğiniz, başarılı kurgulanmış, biraz doğaüstü gizemli olaylar ve biraz da duygusallık içeren İpek Böceği Masalı kitabını okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
---altını çizdiklerim---
''Eğer burada olsaydı umudunu yitirmemeni söylerdi.Her şey değişir, her zaman böyle olmuştur...'' (sf 77)
''Mutlu olmak, mutlu olduğunu göstermekten daha az zahmetliydi.'' (sf 283)