27 Temmuz 2016 Çarşamba

Kelebeğin Hayat Sırları-Nil Karaibrahimgil

kelebegin-hayat-sirlari-kitap-yorumuKitabın adı: Kelebeğin Hayat Sırları

Yazarı: Nil Karaibrahimgil

Yayınevi: Doğan Novus

Sayfa Sayısı: 296

Baskı Yılı: 2015

İşte sonunda okudum! dediğim kitaplardan biriydi Kelebeğin Hayat Sırları, ve yorumlarımla karşınızdayım :) Çok merak ettiğim bir kitaptı; arka kapak yazısı çok etkileyiciydi. Tahmin ettiğiniz üzere, köşe yazılarından oluşan bir kitap. Köşe yazılarından oluşan kitapları seviyorum; daha önce Elif Şafak'ın Şemspare ve Firarperest kitaplarını okumuştum bu şekilde. 

ayrac

Her neyse, gelelim kitabı nasıl bulduğuma. Öncelikle şunu söylemeliyim ki Nil Karaibrahimgil'i çok fazla tanımıyordum, bu kitapla birlikte tanımış oldum. Ne kadar eğitimli ve kültürlü, hayatla ilgili ne kadar çok birikime ve pozitif çıkarımlara sahip oldugunu, nr kadar bilinçli olduğunu bilmiyordum.

  Her biri 2 sayfayı geçmeyen bu köşe yazıları çoğunlukla hayata dair öneriler, çıkarımlar içeriyor. Teknolojinin esiri oluşumuzu da sık sık eleştiriyor Nil. Her bir yazıdan birçok şey öğreniyor, birçok gerçeğin farkına varıyorsunuz. Umudu ve hayat enerjisini öğreten, insanı depresyondan çekip alabilecek bir kitap, Kelebeğin Hayat Sırları... Bir oturuşta okunması gereken bir kitap olduğunu düşünmüyorum; fırsat buldukça ya da okuduğunuz romandan/çalıştığınız dersten biraz kafanızı kaldırdığınızda birkaç yazıyı okumak daha keyifli olur bence.

  Altını çizecek birçok cümle bulacağınıza eminim... Okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

ayrac

---Altını Çizdiklerim---

Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme. Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. (sf 13)

Hayat, şu an olduğu gibi devam etmeyecek. Tıpkı bir lunapark treni gibi, indiği gibi çıkacak. Göreceksiniz. Her şeye yeniden, en tepeden bakacaksınız. (sf 66)

Hayalleri olan insanların, kendi yollarına vuran, ışığı far gibi yanan gözleri oluyor. (sf 79)

İnsan, kadın ya da erkek, neden kaygıların yalancı küresini hayallerinin kelebeğine yeğler? (sf 79)

Bugüne geçici, yarına kalıcı gözüyle bakarsam yan ılmış olurum. En büyük illüzyon olan zamana kanmış olurum. Ertelemiş, bekleyip durmuş olurum. Zamanın oyununa gelmeyenler bilirler. Yarın bugündür. Yaşadığın  her şey de şu andır. Biri çıksa dese ki,  'Filancalar hayal etmiştim, falancaymış meğer.' ona derim ki, 'Filancaları hayal ettiğin yol nasıldı peki? Ona bak sen. ' (sf 105)

Sadece yola devam edenler gidecekleri yere ulaşıyor. (sf 107)

Herkesin, anne babası dahil, gölge edenlerden kurtulup, güneşin altında kendine bakma ve bunu gösterme hakkı var. (sf 112)

Değişmek çok güzeli çünkü değiştiğinde oynayıp durmaya mahkum olduğun rolün dışına çıkabiliyorsun. (sf 126)

Zamanını nasıl kullanıyorsun? Bir gün, size de, elinizden kaçıveren bir uçan balon gibi gelmiyor mu? O rengarenk şey, gökyüzünde kaybolup gidiyor, akşam oluyor hemen. Onu evcilleştirmek gerek. Üstelik dikkatimizi dağıtan binlerce şeyin, sesin, mesajın, mail'in, endişenin, hızın içinde 'Saatleri Ayarlama Enstitümüzü' kurmamız gerek. Zamanı nasıl kullandığın, oluyor sana ömrünü nasıl geçirdiğin. (sf 145)

Kendine güven üç malzemeden yapılıyor: Risk alma, kaybetme ve buna rağmen ısrar etme. (sf 147)