30 Temmuz 2016 Cumartesi

DELİ KADIN HİKAYELERİ - MİNE SÖĞÜT

deli_kadin_hikayeleri_mine_sogut_kitap_yorumuKİTABIN ADI: DELİ KADIN HİKAYELERİ  


YAZARI: MİNE SÖĞÜT

SAYFA SAYISI: 172

YAYIN: YAPI KREDİ YAYINLARI

RESİMLER: BAHADIR BARUTER

NAÇİZANE PUANIM: 7.8/10

 

-ARKA KAPAK-



''Aklın kıyısında gezinen. kadınlıklarını bir lanet gibi sırtlarında taşıyan, hepsi 'kaybetmeye' yazgılı, içe işleyen yalnızlıklarıyla kalp burkan hayatlar, varoluş kabusları...''

''Kalemini zehire, kana, cinnete, ölüme ve hayata aynı lezzetle batıran Mine Söğüt'ten unutulmayacak yirmi bir delilik hikayesi...''



Deli Kadın Hikayeleri'nde her bir hikaye okuyucusuna çok farklı hisler yaşatıyor. Bu hikayeler, kendi karanlığında boğulmuş, sahip olduğu hiçbir şeyden tat alamayan, ruhlarını kaybetmiş kadınların hikayelerinden oluşuyor.


Bir hikayede yaşlı bir kadın, geçmişe olan özlemini ve artık geri dönüşü olmayan eski günleri hatırlarken yada annesi intihar etmiş bir kızın gözünden adım adım annesinin intihara meyil eden zihninin derinliklerinde kayboluyorsunuz ve ister istemez kitap bu karanlığı size de bulaştırıyor.


Her hikaye ortalama 5-10 sayfa kadar. Başladığınız hikayeye alışmaya çalışırken, son birkaç paragrafta hikayedeki kadınla özdeşleşmeye başlıyorsunuz ve ardından hikayenin sonuna geliyorsunuz. Hikaye sona erdiğinde ise karakterin hikayesinin oldukça kısa bir şekilde anlatılmış olmasına rağmen, aranızda oluşan derin bağa bir hayli şaşırıyorsunuz.


Karakterlerin yaşadığı acılar her ne kadarda sizin yaşantınızla alakasız gibi görünse de, hikayelerde anlatılmış tüm acıları yüreğinizde hissediyorsunuz. Bunda, hikayelerin yaratıcı olmasının yanı sıra Mine Söğüt'ün kaleminin muazzam tutarlılığının etkili olduğunu söyleyebiliriz.


Kitapta hikayelerin aralarında karşınıza çıkan resimler hikayeleri destekleyici tarzda çizilmiş. Bu resimlerin insanı melankolik bir ruh haline soktuğunu ve derin düşüncelere teşvik ettiğini de söylememiz gerekiyor.


 ayrac2


~ içinden...


''Hani derler ya insan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçermiş, yok çocuğum, yalan. Ben ölüyorum ve hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden filan geçmeyecek. Hissediyorum. Ben unutmak istiyorum doktorcuğum. Eskiden olan her şeyi unutmak. İnsan ölürken geçmişi hatırlarsa çok üzülür değil mi? İnsan ölürken kendi kendini niye üzsün ki? Je veux seulement oublier... Ah doktorcuğum o şarkıyı alırken içimden çok dikkat et çok güzel bir cümle vardır, o düşmesin: Vie qui veut me tuer, beni öldürmek isteyen hayat, c'est magnifique, muhteşemdir. Hayat bu kadar muhteşem olmasaydı çocuğum, o şarkıları söyleyecek , o şarkıları melodi melodi ezberleyecek şevki nasıl bulabilirdik, değil mi ya!''


ayrac


Son olarak, Deli Kadın Hikayeleri'ni okumak isteyen sevgili okuyucularımıza şunları söylemek istiyorum;


Kitabı bitirdiğinizde bambaşka bir bakış açısına sahip olacağınızı söyleyebilirim. Bir kadını anlamanın imkansız olduğunu söyleyenler, kadının her zaman mutsuz olduğunu, kötülüğün onun ruhunda olduğunu söyleyenler var. Fakat hiç düşündük mü, kadın ya o hayalini kurduğunuz kadın olmak istemiyorsa? Kadın ya anne veya eş olmak istemiyorsa? Kadın ya yaşlandığında yeniden genç ve güzel bir kadın olmak istiyorsa? Kadın ya kedilerle doyasıya konuşmak istiyorsa? Kadın ya dilediğince 'KADIN' olmak istiyorsa?


Bu kitabı okuduğunuzda bu mevzularla derinden ilişkili olacaksınız.


İyi okumalar.


30.07.2016


Nihan Polat