23 Temmuz 2016 Cumartesi

NLP Zihninizi Kullanma Kılavuzu - Nil Gün

Kitabın Adı: NLP-Zihninizi Kullanma Kılavuzu
Npl Nil Gün
Yazarı: Nil Gün

Yayınevi: Kuraldışı Yayınları

Sayfa Sayısı: 223

Rafta Nil Gün ismini görür görmez elime aldım bu kitabı. Nil Gün, Youtube'daki videolarıyla ve eşi Saim Koç'la birlikte sunduğu Sorun Ne programıyla kişisel gelişime ilgi duymamı sağlayan, değerli cümleleri, pozitif enerjisi ve o güzel gülümsemesi ile bana yaşama enerjisi veren, cümlelerine sürekli ihtiyaç duyduğum tatlı bir kadın. Okuduğum ilk kitabı da NLP Zihninizi Kullanma Kılavuzu. 

NLP, yani Neuro Linguistic Proggramming kavramının ne gibi  uygulamalar içerdiğini bilmiyordum; birkaç yerde ismini duymuştum o kadar. Bu kitap, NLP'nin ne demek olduğunu, duygularımızı ve davranışlarımızı nasıl kontrol edebileceğimizi, düşüncelerimizi nasıl yönlendirebileceğimizi ve hayatta her alanda NLP'yi nasıl kullanabileceğimizi öğretiyor; hayata dair birçok noktaya değinip öğütler veriyor.

Nil GünNil Gün'ün o  enerjik sesi ve pozitif gülümsemeleri cümlelerine de yansımış.

Sadece NLP'yi anlatan sıkıcı bir kişisel gelişim kitabı değildi. Aksine, farklı konulara değinerek, samimi bir dille, NLP2yi bize tanıtırken, daha doğrusu öğretirken, mutlu olmak hakkında da birçok şeye değiniyor. Zihnimizi tutsak eden şeylerden kurtulmak, boşu boşuna yaşadığımız endişe ve korkulardan kurtulmak, sosyal fobiyi ve sınav heyecanını yenmek gibi birçok alanda işimize yarayabilecek ve kendi kendimize uygulayabileceğimiz NLP yöntemlerini de olabildiği kadar anlatıyor. Bana, kişisel gelişime dair çok şey kattı bu kitap. Kendimi bu yönde geliştirip daha güzel yaşamak için enerji vererek bireysel gelişime olan ilgimi daha da arttırdı.
 ayrac  

---ve altını çizdiklerim---

Terapi denilen şey aslında kişinin yaşantısıyla derin ilişki kurabilmeyi öğrenme becerisidir. (sf 17)

Davranış, kişinin varlığının kendisi değildir. Öyle olsaydı, geçmşiimizde yaptığımız hataları bugün aynen sürdürüyor olurduk. (sf 36)

Esneklik, yaptığınız işe yaramıyorsa, farklı şeyler denemeyi göze alabilme yeteneğidir. Hep aynı şeyi yapıp bu kez farklı sonuçlar beklemek ise Einstein'ın delilik tanımıdır. (sf 41)

...Duyarlı insan duygularının yönetimini sağlılı bir şekilde yapabilern, başkalarının duygularına da aynı özeni gösterebilen kişidir. Duygusal kişi ise ssadece kendi duıygularını önemser ama onları sağlıklı bir şekilde ifade edemez. (sf 58)

Kendi doğamız ve yaşam biçimimiz arasındaki açı ne kadar büyükse, kendi doğamıza ne kadar uyumsuz yaşıyorsak mutsuzluğumuz, nevrozumuz o kadar fazla olur. (sf122)

Hiç kimse diğerinin duygularından sorumlu değildir. Başkalarının duygularının sorumlusu olduğumuza inanmak bize gereksiz bir yük taşıtır. Bizi ''kurtarıcı'' kimliğine mahkum eder. Başkalarının mutluluğundan sorumlu olmak, onun duyguları incinmesin diye gösterilen aşırı hassasiyet zor ve yorucudur. Kişi, başkalarını mutlu edeceğim çabası içinde kendi duygularını yaşayamaz, kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelebilir. Duygularımızın sorumluluğunu başkalarına verdiğimiz zaman da ''kurban'' rolünü oynarız. (sf 127)

Kişinin, seçimlerini, olanaklarını, ihtiyaçlarını kurallara dönüştürmesi hayatı sınırlar. (sf 129)

''Ben zekiyim'' diyorsam, tek bir zekice seçim yapmadığımda kendimi kötü hissederim. Ama ben ''zeki olan'' bir insansam, bazen aptalca davranışlarda bulunma hakkına sahibim. Böyle durumlarda bilinçaltı ara sıra ''yanlışlar'' yapmama göz yumar. (sf 136)

Hayatta mutlu olmak kolay. Hayatı zorlaştıran olumsuz bakış açımızdır. Mutluluk iç dünyamızla dış dünyamız arasında uyum kurabilmektir. (sf 179)

Hayatlarını, kendi istekleri yerine başkalarınınkini karşılamaya odaklanmış insanların sıkça depresyon yaşaması bundandır. Depresyon, düşük enerji ile yaşamda var olma halini tanımlar. Amaçsızlık da kişinin enerjisini azaltır. Kişi amaçsızca birtakım ''eğlencelerle'' kendini geçici olarak oyalasa da gittikçe tükendiğini hisseder. Bir süre sonra hayattan zevk alamaz hale gelir. (sf 201)