1 Ağustos 2016 Pazartesi

Bulimia Sokağı - Aydilge Sarp

bulimia-sokagi-aydilge-sarp-kitap-yorumuKitabın Adı: Bulimia Sokağı

Yazarı: Aydilge Sarp

Yayınevi: Remzi kitabevi

Sayfa Sayısı: 144

Günümüzün popüler şarkıcısı Aydilge'nin yazar olduğunu bu kitabı okuyana kadar bilmiyordum, aldıktan sonra google'da kitabı aratınca birazcık şaşırmışdım. :) İlk gençliğinden beri şiirler ve öyküler de yazıyormuş zaten Aydilge.

Şimdi gelelim kitapla ilgili yorumlarıma. Bulimia, zayıflamak amacıyla yediklerini kusanların, zamanla bunu alışkanlık haline getirdiği ve sonunda ciddi bir hastalıkla boğuştukları bir durum. Bu kitapta da Aylin isimli karakterimizin nasıl bulimia olduğunu ve ve atlatmak için neler yaptığını, ne hissettiğini birinci kişinin ağzından okuyoruz.

Aylin, küçüklüğünden beri kilo problemi yaşayan bir lise öğrencisi. Birçok arkadaşı tarafından dışlanıp aşağılanıyor kiloları nedeniyle. Kilo problemi onun en büyük kabusu haline geliyor yavaş yavaş. Ailevi problemler de yaşayan bir kız olduğu için çok sağlıklı düşünemeden bir zaman sonra o da zayıflama amacıyla kusmaya başlıyor. Zayıfladığını gördükçe buna devam ediyor ve artık yemek yiyemez hale geliyor. Hayat onun için git gide zorlaşırken, hiç tahmin etmediği şeylerle karşı karşıya kalıyor ve çok ilginç insanlarla tanışıyor.

Çok ayrıntıya girmeden genel olarak nasıl bulduğuma gelirsek, sürükleyici ve merak ettirici bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Zaten incecik, 1 gün içinde bitirebilirsiniz.

Kitabın bazı olumsuz bulduğum özellikleri de var. Mesela bulimia hakkında çok çok az fikir sahibi olabiliyoruz. Ben okumaya başlamadan önce, bulimiadan muzdarip bir genç kızın hissettilerini, bedeni hakkında düşündüklerini ve zayıfladıkça nasıl hisler içine girdiğini anlayacağımı umarak heyecanla okumuştum kitabı. Ama bulimia daha çok yüzeysel kalmış; bilgiler var ama doğru ve yeterli bir şekilde aktarılamamış bence. Bulimia hakkında hissettiği şeyler yerine  daha çok özel hayatı üzerinde durulmuş Aylin'in. Vücudunda ne gibi değişiklikler olduğunu ve onun bu değişiklikleri nasıl gözlemlediğini, memnun kalıp kalmadığını hiçbir şekilde bilemiyoruz. Beni en çok merak ettiren konular bunlardı ve hiçbir bilgi verilmeyince biraz hayal kırıklığına uğradım... Okusanız da olur okumasanız da diyebileceğim bir kitap Bulimia sokağı. İyi okumalar...


divider_ribbon2


---altını çizdiklerim---


Yüreğinin götürdüğü yere git demek kolay. Ama yollar ya bozuk ya tıkalı, ya da uygun araç yok. Etrafımız, bizim adımıza bağıra bağıra konuşan otorite bozuntularıyla doluken, tüm bu gürültünün içinde yüreğimizin sesini nasıl duyabiliriz? Aslında ben kendiminkini duyabiliyorum. Yüreğim diyor ki, git, bütün dünyayı yok et ve kendine yepyeni bir dünya kur ! (sf 38)


Yüreğimi tertemiz tutmak için harcadığım bunca çabadan sonra, her önüme geleni yüreğime kabul etseydim, onlar da tüm pisliklerini içime atıp bir güzel dağıtırlardı beni. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi çekip gittiklerinde, geriye yalnız ben ve kirlenmiş yüreğim kalırdı. (sf 133)