1 Ağustos 2016 Pazartesi

Maya'nın Günlüğü-Isabel Allende

isabel_allende_mayanin_gunlugu_kitap_yorumuKitabın adı: Maya'nın Günlüğü

Yazarı: Isabel Allende

Çevirmen: İnci kut

Yayınevi: Can Yayınları

Sayfa Sayısı:  464

Baskı Yılı: 2013

''Benim adım Maya Vidal, on dokuz yaşımdayım, cinsiyetim kız, bekârım, sevgilim yok, ama fırsat çıkmadığından, yoksa kılı kırk yardığımdan değil...'' Bu cümlelerle başlayan, sürükleyici ve ilginç bir Isabel Allende kitabı.

Bu yazarı daha önce çok fazla duymamıştım. Kütüphanede Maya'nın Günlüğü'ne denk geldiğimde konusu çok ilgimi çekti. Maya Vidal isimli 19 yaşındaki genç kızın hayat hikayesini birinci kişinin anlatımıyla okuyoruz bu kitapta. California'da doğmuş olan Maya, çok sevdiği nenesi ve 'Papi' diye hitap ettiği büyükbabasıyla yaşıyor. Babasını ise çok sık göremiyor.

Papisi öldüğünde Maya çok uzun süre kendine gelemiyor ve hayatını kontrol edebilmekte zorlanıyor. Biraz daha asileşip umarsızlaşıyor. Daha önce hayal bile etmediği olaylarla karşılaşıyor. Yaptığı kimi kötü şeyler için çok pişman olsa da geçmişi ve yaşanan her şeyi objektif gözlerle görmeyi ve kendisi o şekilde kabul etmeyi başaran bir kız. Las Vegas'ta başına birçok dert açtıktan sonra polislerden ve yargılanmaktan kaçmak için, nenesinin eski bir yakın arkadaşı olan Manuel'in yanına, Şili'deki Chiloé Adası'na taşınıyor bir süre için. Burada, hayatında ilk kez  aşkı da tanıyor.

Benim kitapta en çok sevmiş olduğum, Maya'nın karakteriydi. Güçlü rsz_isabel_allende_mayanin_gunluğu_oluşu, geçmişteki hatalarına takılı kalmayışı, yaşadığı şeyler ne kadar ağır olursa olsun bir yanının espritüel kalması gibi karakter özellikleri beni çok etkiledi. Kitabın birçok yerinde bu espritüel bakış açısı bizleri gülümsetiyor zaten. :)

Maya'nın Günlüğü kitabını nasıl bulduğumdan kısaca bahsedeyim. Sürükleyici ve hareketli; fakat birçok yerde, özellikle de sonlara doğru sıkıcı bulduğumu söylemeliyim. Bazı zamanlar bir türlü bitmek bilmedi. Yaklaşık son 50 sayfayı bitse de gitsek diyerek okumuştum. Aynı zamanda, 19 yaşındaki bir kızın, yaşlı bir insanın yaşadıklarından bile tuhafi çok fazla ve çoğu da yasadışı olaylarla karşılaşıyor olması, tanıdığı birçok iyi ya da kötü insanın ona karşı davranışları ve yaptıkları da epey gerçekdışı olduğu için Maya'ın hissettiklerini ve yaşadığı olayların psikolojisini anlamakta, içimde duyumsayabilmekte çok zorlandım. Açıkçası, Chiloe adası hakkında bazı kültürel bilgiler ve bir Isabel Allende kitabı okumuş olmak dışında bana bir şeyler katan bir kitap değildi. Çok tavsiye etmiyorum; çünkü olaylar aksiyonlu ve merak ettirici olmasına karşın nedense yavaş ilerliyor kitap. Maya'nın yaşamı sizin de ilginizi çektiyse okuyun derim; ama benim gibi sıkılabilme ihtimaliniz de yüksek...  Isabel allende'in  Ruhlar Evi, Eva Luna, Canavarlar Kenti gibi diğer kitapları biraz doğaüstü ve fanastik özellikler taşıyormuş sanırım. Maya'nın Günlüğü'nde, ölmüşlerin ruhu dışında pek bir doğaüstü özellikle karşılaşmadım. Şu sıralar okumakta olduğum Sırça Fanus kitabına döneyim benç. Hepimize iyi okumalar... :) Unutmadan, Maya'nın günlüğüde altını çizdiğim cümleleri de aktarayım.

 

ayrac3---altını çizdiklerim---


Hiç tanımadığım bir ülkede tek başıma ve meteliksiz kalmıştım, ama geçen yıl yaşadığım uğursuz maceraların bana öğrettiği bir şey varsa o da böyle ufak tefek olumsuzluklara pabuç bırakmamaktı. (sf 28)

Hayat renk renk ipliklerle gün be gün dokunan bir halı, ipliklerin kimi ağır ve koyu renkli, kimileriyse ince ve ışıl ışıl, hepsi de işe yarıyor. (sf 159)

Blanca Schnake ve Manuel Arias'a göre hayat zordur ama yakınmak onu daha beter yapar. (sf 259)