Kitabın adı: Ölümle Randevu
Yazarı: Agatha Christie
Çeviri: Gönül Suveren
Yayınevi: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 238
Her neyse kitabın konusundan bahsedeyim. Hercule Pairot'nun Kudüs'te kaldığı otelde pencereyi kapatırken üst kattan konuşulan iki cümleye kulak misafiri olmasıyla başlıyor: ''Onun bir an önce ölmesi gerek. Anlıyorsun değil mi?''
Pairot ile aynı dönemde Kudüs'e gezinti amacıyla gelmiş olan Boynton ailesi, şişman ve hasta bir üvey anne ve çocuklarından oluşuyor. Bayan Boynton, çocukları üzerinde çok baskı yapan ve onları o şekilde yetiştirerek birer itaatkar koyun haline getirmiş bir kadın; onları hakimiyeti altında tutmaktan zevk alıyor. Bu yaşlı kadın, gezinti için gittikleri Petra'da önünde oturduğu mağarada, yine her zamanki gibi oturduğu şekilde ölü bulunuyor. Bileğindeki enjektör izi de cinayetten şüphelenilmesine sebep oluyor.
Geziye gelmiş diğer yabancılardan da, Boynton ailesi üyelerinden de şüpheleniliyor. Kitabın sonunda Hercule Pairot cinayeti ayrıntılarıyla açıklayana kadar birçok tahminim oldu fakat yine de hiç ummadığım kişi katil çıktı.
Hiç tereddüt etmeden okumanızı tavsiye ettiğim, çok sürükleyici ve oldukça heyecanlı bir Agatha Christie kitabı Ölümle Randevu. Altını çizdiğim bazı cümlelere gelelelim... Hepinize iyi okumalar. :)
Altını Çizdiklerim
Gece ne kadar güzel... Bu mavilik... Yıldızlar... Biz de bütün bunların ir parçası olabilseydik... Hepimiz de acayip, anormal ve sapığız... Böyle olacağımıza normal insanlara benzeyebilseydik... (sf 25)
Sarah kimsenin iradesine giremeyecek kadar kişilik sahibiydi. (sf 25)
İnsan, nazik, dengeli bir hayvandır, Miss King. Onun bir tek arzusu vardır: yaşamak. Çabucak ilerlemek, geri kalmak kadar tehlikelidir. İnsan yaşamalıdır! (sf 49)
Erkekler daima kadınları istismar edebileceklerini sanırlar. (sf 81)
Beni iyi dinleyin. Bu dünya düzelecekse, bunu kadınlar yapacak. (sf 81)