2 Eylül 2016 Cuma

Üzülme, ayağa kalk!

İnsan, kaderini sevmeli. Aslında hayattaki mutsuzluğumuzun en temel nedenlerinden bir tanesi, bir türlü kabulleniş yaşayamamış olmamızdan gelir. Hayatta beklentilerimizi çok fazla yükseklere koyarsak, çıtayı çok yüksek tutarsak, hep en fazlasını hep en çoğunu istersek, hep en mükemmelini istersek mutsuz olmamız kaçınılmaz bir şey.

cay_fincani İnsanın biraz, sahip olduklarına bakabilmesi lazım. Bakış açımız, neyi gördüğümüzü belirler. Dolayısıyla mutsuzluğumuzu biz inşa ederiz.

Hayatımız boyunca bazı güzel şeyler yaşarız. Buna ‘Düzeltici Duygusal Deneyim’ diyoruz psikolojide. Güzel şeyler yaşadıkça, olumlu şeyler yaşadıkça geçmişin izleri bir bir silinir. Dolayısıyla insan ne kadar güzel şey yaşarsa, ne kadar çok şey başarırsa, geçmişin travmalarını, örselenmişliklerini o kadar siler.

ayrac-5

   Bir de şöyle bakmalıyız: hayat hep bir öğrenme yolculuğudur.


Ne kadar öğrenirsek o kadar olgunlaşırız, o kadar iyi bir insan oluruz. Aslında nevroz dediğimiz şey şudur: hayattan bir türlü öğrenememek. Bazı insanlar ısrarla aynı hataları tekrarlar. Bazen insanlar hep aynı yerde patinaj yaparlar.

Neden bazılarımız zorluklara mukavemet ediyoruz, bazılarımız hemen onun karşısında yeniliyoruz? Dibe vurmak, yeni bir başlangıcın sebebi de olabiliyor. Ama böyle bakılınca. Bizim toplumumuzda, kader kurbanı olma anlayışı çok fazla. İnsanlar bir süre sonra, acı triyakisi oluyorlar. Mesele, en temelde, değiştirilebilir şeylerle değiştirilemez şeyler arasındaki ayrımı iyi yapmak.

peri_koltuk İnsanlar kendi düşünceleriyle kendi etraflarına çitler örüyorlar. Hayatımızda bizi kötürüm halinde bırakan o kadar çok düşünce var ki. Bizler sık sık  kendi düşüncelerimizin mahkumu haline geliyoruz; o zindanda yaşamaya başlıyoruz. Biraz uzağa çekil, bak. Hayatımı ne için böyle rezil ediyorum, niçin sıkıntıya sokuyorum kendimi? Hayatımızda anlam üretebilmek, zorluklara direnebilmenin en önemli yöntemlerinden birisi.

Bir sıkıntı, bir talihsizlik yaşadım. Başıma kötü bir şey geldi. Bu benim başıma şu sebeple gelmiş olabilir, ve ben buradan, şu şekilde çıkabilirim. Bunu en iyi siz bileceksiniz. Diri durmak, insanın kendine güveni. Bu benden bir şey götürecek, ama yerine çok güzel  bir şey getirecek. Yani bizler, düştüğümüz yerden kalktığımız anda daha güçlü insanlar olarak kalkarız. Çünkü artık yumruğun nereden geldiğini biliyoruzdur.

O yüzden hayatımızda yaşadığımız sıkıntılar karşısında pes eden insanlar, çok yanlış bir şey yapıyorlar. O sıkıntılar karşısında pes etmezseniz, inancınızı korursanız, iyimserliğinizi korursanız, gayretinizi azminizi korursanız o sıkıntı size ikinci defa geldiğinde sizi o kadar yıpratamayacak.